Beden sürekli ruha kuvvetli bir çekim alanı oluşturur. Ruh aslında çok ince düzeyde bir enerjidir ve oldukça akışkandır. Ancak insan bu boyuttaki deneyiminde bedenin çekim alanındadır ve belirli sınırlamaları vardır. İnsan bedenin yemek yemesi, cinsel ilişkileri, içmesi, sigara gibi pek çok fizyolojik faaliyetler insanın aurasını (bedeni çevreleyen enerji alanı) etkiler. Bu tür bedensel faaliyetler ruhu daha kaba düzeye çeker ve aurayı bedene daha da yakınlaştırır.
Çakralar akması gereken yönde akmaktadır. Kısacası insanın kanalları açık, aurası genişlemiş ve hassastır, kozmik yayınları daha iyi alabilir ve ruhsal boyutuna daha çok enerji yükleyebilir.