Translate

25 Ocak 2012 Çarşamba

Ayak Mantarı na Bitkisel Çözüm

 Ayak mantarları genellikle parmak aralarında oluşan rahatsızlıklardır. Nadiren ağrılı olabilirler. Genellikle aşırı kaşıntı yaparlar. Özellikle ayak parmaklarının arasında koku ve beyaz döküntülerle kendilerini açığa vururlar. Sağlığı tehlikeye sokan ciddi faktörlerdendir.
Etkileri
  • Ayakta döküntüye neden olurlar. ayak mantarı
  • Ayak kokusu yaparlar.
  • İleri derecede kaşınmalar deride tahrişe neden olur.
  • Bazı vakalarda koku ve tahrişle birlikte alerjik reaksiyonlarda görülebilir.
Bulaşma Yolları:
Genellikle başkalarına ait terlik havlu vb. malzemelerin kullanımı veya toplu halde girilen ortak kullanıma açık havuzlar saunalar ve hamamlar ve buna benzer "yalın ayak" dolaşılan yerlerden bulaşırlar. Sağlık açısından ayak mantarı enfeksiyonuna yakalanmamak için bu gibi yerlerden çıkış ta mutlaka temiz su ve sabunla güzelce durulanılmalıdır.
Tedavi:
Genellikle belirli bir tedavileri yoktur. Ayakta oluşan mantarın cinsine göre bir tedavi yöntemi geliştirilmelidir. Genellikle sağlık açısından çok ciddi sorunlar doğurmadıkları için tedavi edilmek yerine geçiştirilirler. Fakat bu oldukca yanlış bir davranıştır çünkü, ayak mantarları tedavi edilmediklerinde parmak ve tırnak sağlığı açısından büyük olumsuzluklara neden olabilmektedirler.

Ayak Mantarına Doğal Çözümler

 Mantar genelde erkeklerde ve gençlerde görülen bir enfeksiyondur.Mantar genelde ayak parmaklarında,ayak parmağı tırnaklarında görülür.Bu eneksiyona tinea pedis adlı bir mantar neden olur.Ölü deriyel beslenir,jimnastik salonları,soyunma odaları,duşlar ve yüzme havuzları gibi nemli ve sıcak ortamlardan bulaşır.Mantar hastalığı bulaşıcıdır ve ıslak zeminlerden,mantarlı kişinin giydiği ayakkabı ve çoraplardan bulaşır.
Belirtileri:Parmak aralarında yanma hissi,kaşıntı,kızarıklık,pullanma,kabarcıklar.
Doğal Çözümler

1-Çay ağacı yağı.Yeteri kadar suya 40 damla çay ağacı yağı ekleyin.Ayaklarınızı bu suda 10 dakika bekletin.Ayak banyosundan sonra ayaklarınızı havluyla kurulayın ve saç kurutme makinesiyle ayaklarınınızda hiç nem kalmayıncaya kadar kurutun.Tırnaklar kesilmiş olmalı.Tırnakların altında dahi hiç nem kalmamalı.Azıcık bir nem bile mantarın yaşamını sürdürmesine yeter.ayaklarınızı iyice kuruttuktan sonra mantarlı bölgeye birkaç damla çay ağacı yağı sürün

6.Hisse bilimsel onay

6. HİSSE BİLİMSEL ONAY
   Astroset olarak; sitemizin temel yayın amaçlarından biri olarak, Parapsikoloji ve Metafizik olarak adlandırılan 5 duyuyu aşan olguların bilimin ışığı altında ele alınmasının yararlarını ve gerekliliğini sürekli olarak vurguluyoruz. Hatta ülkemizde de en kısa zamanda ciddi ve bilimsel verilere dayanan Parapsikoloji ve Aşkın (Transandantal) Şuur hallerini tanıtan enstitülerin kurulmasını diliyoruz. İnsanı böylesine yakından ilgilendiren ve “Bireysel Gelişim” adına büyük bir ciddiyet taşıyan fenomenleri yaşayanların bilimsel etütler içinde incelenmesinin yararı açıkça ortada. Bu karara varmamızı siteden danışma almak isteyen binlerce genç arkadaş sağladı. Aksi halde o insanlar ya şarlatanların eline düşüyor ya da olağanüstü bir çaba ile kendi kendilerini eğitmek, zor, dar ve acılı yollardan geçmek zorunda kalıyorlar. Bütün dünya üniversitelerinde Parapsikoloji kürsüleri ve binlerce bu konularda

23 Ocak 2012 Pazartesi

Kitap Özetleri, Kitap Özeti / E-Kitap - E-book: ömer coşkun 3000 sayfa şifalı bitkiler cd'si

Kitap Özetleri, Kitap Özeti / E-Kitap - E-book: ömer coşkun 3000 sayfa şifalı bitkiler cd'si: buradan indirebilirsiniz Hotfile.com: One click file hosting: ömer coÅ�kun 3000 sayfa Å�ifalı bitkiler kitabı.rar E-Kitap - E-book :k...

E-Kitap - E-book :kitap özetleri, kitap özeti, yeni çıkan kitaplar, romanlar, hikayeler, biyografiler, kitap oku, bedava kitap

22 Ocak 2012 Pazar

Avrupa’da psi fenomeni

AVRUPA’ DA PSİ ARAŞTIRMALARI
  Psi araştırmaları ilk kez bilimsel olarak Amerika’da başladı ama çok geçmeden, özellikle Londra ve Paris’e gidenlerin aktardıkları ile yeni araştırmaların haberleri Avrupa’ya da ulaştı. Kısa bir süre sonra, Çarlık Rusya'sının St. Petersburg Kenti’ne kadar bütün Avrupa kıtasında ve Kuzey’de düzenli araştırmalar yapılır oldu.
  Avrupa’da psi fenomenini incelemek üzere girişilen bireysel atılımların tarihi 1854 yılına uzanır. Bu tarihte Kont Agenor de Gasparin,
“Ruhlar, Dönen Masalar ve Doğaüstü” (Des tables tournantes du surnaturel et des Espprits, Paris, Dentu, 1854) adlı kitabında, İsviçre’de yapılan bazı “masa döndürme” deneylerinden söz ediyordu.
  Ertesi yıl Paris Bilimler Akademisi, Psi araştırmalarına ve genel anlamda paranormale karşı resmi bir cephe açmıştı. Bunu yaparken de bu konuyu incelemek zahmetine katlanmamıştı.
Gasparin
, Psi araştırmalarıyla ilgili fenomenlerin gerçekten var olduklarına ve insan iradesinin maddeyi uzaktan etkileyebileceğine karar verdi.
  Gasparin’in bulgularını, 1855 yılında Genova Akademisi’nden meslektaşı

Psi ve bilim / İlk bilimsel Psi araştırmaları

İLK BİLİMSEL PSİ ARAŞTIRMALARI BAŞLIYOR
  İlk bilimsel Psi araştırmaları 1851-1854 yılları arasında Philadephie’den Prof. Robert Hare’in alet kullanarak gerçekleştirdiği deneysel çalışmalarla başlar.
Robert Hare
b. 17 January, 1781, Philadelphia, Pennsylvania, U.S.A.
d. 15 May, 1858, Philadelphia, Pennsylvania, U.S.A.
Robert Hare was an American chemist who developed high temperature blow-pipe and a voltaic battery having large plates, used for producing rapid and powerful combustion, called a deflagrator.
  Parapsikoloji dünyasını bilimsel şartlarda inceleyen ilk bilim adamı, Harvard ve Yale Üniversitesi’nde Kimya profesörü olan Prof. Robert Hare (1781-1858) idi.
  Prof. Hare o zamanki ve şimdiki çoğu şüphecilerin aksine, Psi fenomenlerine adil bir şans tanımaya ve elindeki bütün imkanlarla incelemeye karar verdi. Araştırmalarında bazı mekanik aletler kullanan Prof. Hare, birçok bakımdan, Sir William Cookes’ın çalışmalarını hemen hemen yirmi yıl öncesinden gerçekleştirmiş oluyordu.

Fox ailesi

Parapsikoloji'nin bilim olmasına neden olan Fox Ailesi
  1847 yılının soğuk bir aralık sabahı, New York yakınlarındaki Hydesville kasabasında küçük ahşap bir eve taşınan Fox ailesi kısa bir zamanda kendilerini çevrelerine sevdirdiler. Hydesville kasabasında hemen herkes bu mutlu, neşeli ve birbirine bağlı aileyi tanıyor ve seviyordu.
  Olaylar, eve taşınır taşınmaz başladı. Üç ay boyunca sürekli garip gürültülere tanık oldular. Gürültüler periyodik bir şekilde evin her yanından geliyordu. Duvarlardan, giriş kapısından, mobilyaların içinden… Sesler, ilkin akşam üzerleri duyuluyordu. Her seferinde ailenin dört ferdi de kulak kesiliyor ve çoğu zaman da gecelerini uykusuz geçiriyorlardı. Aile bütün bunların anlamını bir türlü çözemiyordu.

Psi araştırmaları - Parapsikoloji nasıl bilim oldu?

PSİ ARAŞTIRMALARI
  Dünya üzerinde varolan her ekolün, her bilimsel araştırmanın kendine ait bir tarihçesi vardır. Her ne kadar psi ve psi araştırmalarının başlangıcı insanlık tarihi kadar eski ise de kurumlaşması ve bir bilim dalına dönüşmesi 1850’li yıllara rastlar.
  Mitolojilerde, efsanelerde ve ruhsal öğretilerde insanın beş duyunun dışına taşan yönleriyle ilgili sayısız örnek vardır ama
New York 'un Hydesville kasabasında yaşayan Fox ailesi, özel metotlarla ruhsal iletişimin kurulabileceğini ispatlayan ilk ailedir.
  Fox
kardeşlerin başından geçen olaylar ve psi yetenekleri konuyla ilgilenmek zorunda kalan birçok bilim adamı ve uzman tarafından incelenmeye alındı. Böylece Fox ailesi bugün dünya üzerinde milyarlarca kişiye hizmet veren Parapsikoloji adlı bilimin doğmasına neden oldular.   
                         
  Parapsikoloji nasıl bilim oldu?
  Her bilimin, gelişme ve yayılma süreci içinde tarihçe önemlidir. Herhangi bir olgu ilk defa nerede nasıl başlamıştır? Sorusunu yanıtlamak gerekir.
  Parapsikolojinin bir bilim dalı haline gelmesini sağlayan olaylar dizisi, 1847 yılında Fox ailesinde meydana gelen olaylarla başlamış ve bu evde olup bitenlerin basına yansımasıyla da çok kısa bir süre içinde bir dalga gibi bütün Amerika’ya yayılmıştır.
Ünlü Fox ailesi, baba John Fox, Anne Leah Fox ve genç yaştaki kızları Margaretta ve Kate Fox’tan oluşuyordu. Ayrıca Rochester’de yaşayan evli bir kızları daha vardı.

Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ... Astroloji Burçlar,fallar,tarot,Rüya Analizi

Bir sembolü, ilksel birlik, başlangıç kavramları

BİR SEMBOLÜ
"Gölgeler çoktur, fakat Güneş birdir."
Bir sembolü, ilksel birlik, başlangıç kavramlarını ifade eder. Bunun yanında sembolün ilk hareketi başlatanı; yani Tanrı’yı sembolize ettiği, tüm olasılıkların toplamı ve aynı zamanda öz olduğu, merkez, tohum sembolleri ile bağlantılı olduğu ve ayrıca birin bölünemez olduğu bilgisi de vardır.
  Bir sembolü izole olmakla ilişkilidir ve önce düaliteyi, dolayısıyla da çokluluğu, onun ardından da nihai birliği başlatan prensip olduğu varsayılır. Bir sayısının iki temel özelliği vardır; birincisi ilk sayı oluşu, ikincisiyse diğer sayılardan oluşmadığı halde oluşan tüm sayıların içinde bulunmasıdır.
  Çin sembolizminde Bir sembolü yang’dır; yani eril, göksel ve uğurlu olandır. Taoizm’de Tao Bir’i yaratır, Bir ikiyi, iki üçü ve üç ise herşeyi yaratır. Çin felsefesine göre ilk başta En Büyük ve En Yüksek vardı ve bundan En Büyük Bir doğdu ve büyüdü; bu sonraları, iki ilke olan yin ve yang’a bölündü ve bunlardan da beş element (tahta, ateş, toprak, maden, su) doğdu. Bu beş elementten ise on bin nesne gelişti. Konfiçyüsçü düşünürler ve Lao-zi, Bir’in bir bütün ve Mükemmel varlık olduğunu ifade etmişlerdir. Yaratıcı faaliyetin asli gücü büyüktür, tüm yaratılış bunun sayesindedir ve bu güç tüm göğe yayılmıştır.
  Hıristiyan Tradisyonunda ise Bir, Baba olan Tanrı’nın, Uluhiyet’in sembolüdür. Yahudilikte Tanrı Adonai’nin, En Yüksek Olan’ın temsilidir. İslam’da bir sembolü birlik, Mutlak olan ve kendi kendine varolan Tanrı’dır. Pisagorculuk’ta ise Ruhun sembolü, herşeyin kendisinden sadır olduğu Tanrı, öz ve Monad’dır.
  Eski Türk yazıtlarında Kelam, “ağızdan ağıza aktarılan bir” olarak ifade edilir. Neo spiritüalizmin kurucu üstatlarından Ergün Arıkdal bir sembolü ile ilgili şu bilgileri veriyor:

DOKUZ SAYISI SEMBOLÜ

DOKUZ SAYISI SEMBOLÜ
   9 sayısı, 3x3’ün mutlak gücünden oluşur, o üçlü Triad, tamamlanma, erişmek, başarmak, başlangıç ve sonla, göksel ve ruhsal rehberlikle ilişkili bir sayıdır. Dokuz, dünyadaki cennetin sembolüdür ve bozulmaz bir sayıdır. İçiçe geçmiş iki üçgen figürü ile sembolize edilir ve bu iki üçgen aynı zamanda eril ve dişilin, ateş ve suyun, dağ ve mağara prensiplerinin de sembolüdür. Üçün karesi olan dokuz, Ortaçağ kozmolojisinde rehberlerin ve kozmik kürelerin düzenidir.
  9 sembolü, çoğu gelenekte göksel kürelerle ve 7 göksel kürenin ve sabit yıldızları içeren göğün üst kemerinin ötesinde olan en yüksek, dokuzuncu cennetle bağlantılıdır. İran ve Türk gelenekleri sıklıkla dokuz gökten sözeder. 9, Budizmde yüksek ruhsal gücün sembolü, göksel bir sayıdır.
  Üçlünün üçgeni, üçlünün üç kat oluşudur. Dolayısıyla dokuz, üç dünyanın tam bir imajıdır. Sayıların birliğe yeniden dönüşünden hemen önceki sonuncusudur. Şifa ritüellerinde dokuz, mükemmelliğin (par excellence) temsilidir, çünkü üçlü sentezi sembolize eder, yani hem bedensel, hem zihinsel hem de ruhsal düzlemlerde yeralır.
Dokuz sembolünün bazı yerlerde mükemmellik sayısı ya da nihai sır olarak da kullanıldığı görülmektedir. 3’ün birden kapsamlı olması gibi 3x3=9 insanlığın Tanrı’yla ilişkilerini daha iyi ifade edebilir ve gerçekleştirebilir. Meleklerin sıralanışı 9’ludur.

Sirius Yıldızı

  Siriusyen enerjinin etkileri yaklaşık 17 yıl önce, 1993-1994 yıllarında ortaya çıktı; bu dönem Sirius A’nın ve B’nin en yakın konumda oldukları son siklustu ve bu süreçte etki gücü büyük olan bu göksel cisme yönelik büyük bir ilgi oluştu. Tarih kitaplarının ve dünya dinlerinin bu Tanrı/Köpek yıldızı hakkında söyleyecek çok şeyi vardı. Bu makale atalarımızın büyük bir gizemini, Köpek Yıldızı Gizemini ve onun evrenimizin bu küçücük köşesine olan etkilerine yönelik inançlarını ve ilhamlı kavrayışlarını yansıtmaktadır.
  Sirius, insanlık tarihi boyunca tüm kadim halklar için bir merak ve saygı unsuru olmuştur. Kadim Vedalar’da bu yıldız lider yıldız olarak bilinmekteydi; diğer Hindu metinlerinde ise yağmur tanrısı Sukra, ya da Yağmur Yıldızı olarak bahsedilir. Köpek yıldızı aynı zamanda “havanın tanrılarını uyandıran ve onları yağmur çağırma çalışmasına yönelten” olarak da tanımlanıyor.
  Kadim Mısırlılar Sirius’a Nil Yıldızı ya da İsis’in yıldızı olarak saygı göstermekteydiler. Onun her yıl 21 Hazirandaki gün dönümünde (gece ile gündüzün eşit olduğu gün) şafaktan hemen önce görünmesi, Mısır tarımının bağlı olduğu Nil’in taşacağının habercisidir. Bu özel spiral (sarmal) yükselişe pekçok mabet yazıtlarında değinilmiştir, bu yazıtlarda yıldıza İsis’in ruhu olarak tanımlanan İlahi Sepat denilmektedir.

17 Ocak 2012 Salı

Shiva Rea - Yogini Tutorials

Shiva Rea - Yogini (2010)



Quote: DVDRip | AVI / XviD 1799 Kbps | 720o400 | 25 fps | MP3 128 kbps | 75 mins
Language: English | Genre: Video Training | Size : 1.01 GB

A dynamic yoga practice designed specifically for women. Women are blessed with innate creative energy.

14 Ocak 2012 Cumartesi

Yaratmanın Püf Noktaları ve Sırları

Oldurmanın Püf Noktaları ve Sırları
Oldurma, en basit tabiriyle bir şeyi oluşturma, yaratmadır. Buradaki yaratım yoktan var etme değil, olanı dönüştürmedir. Yani bir tür ruhsal enerji çevrimidir. Ruhumuzdaki potansiyel yaratım enerjisini evrene yansıtarak, evrende değişiklikler yaratmanın sanatıdır.
Hepimiz bunu The Secret’tan artık biliyoruz veya en azından duyuyoruz. Ama ben burada aslında arkadaki dinamikleri ve püf noktaları vermek istiyorum. Çünkü bahsettiğimiz kitap ve bununlala beraber çıkan nice kitaplar, birçoğunu incelemesem de, yeterli püf noktaları vermiyor. Birçoğu rant kazanmaya odaklı olduğu için boş bilgilerle dolu. Halbuki yaratım sanatı, maji ismi altında en eski ezoterik ve okült konulardan biridir. Eğer bu bilgeliği ve sanatı öğreneceksek bunun için new age akımlarından çok, daha eski mistik kültürlerin öğretilerine bakmalıyız. Eğer yeterli bir incelememiz yoksa bu süreç bizim için tehlikeli bile olabilir.“İnan, olsun” kalıbı doğrudur ama eksiktir. İnanıp Ol’durmanın da bir prensipleri, bir mekaniği, ilmi boyutu hatta mühendislik işleyişi vardır. Ol’durmanın gücü, Yaratıcı’nın yarattığı düzenin bir işleyişini kapsar. 
Yasalar

6 Ocak 2012 Cuma

Maya takvimiyle ilgili en son iddia!

Yeni yıla girilmesiyle, Maya takviminin kehanetleri hakkında sayısız teori de ortaya döküldü.

Yaygın görüşler 2012'de dünyanın yok olacağı ya da insanlığın mutluluk ve gelişim çağına gireceği yönünde. En son teori ise sanılanın aksine takvimin hiç de önemli bir olaya işaret etmediğini öne sürüyor.
Time dergisinde Robert Landau imzasıyla yayımlanan habere göre, Maya takvimi kozmik bir olayın başlangıcını ve sonunu göstermiyor. Aksine, takvim, M.S 603 ile 683 yılları arasında yaşamış Maya Kralı Büyük Pakal’ın doğum gününe göre ayarlanmış.

Landau'nun, Latin Amerikalı arkeologların bulgularına dayandırdığı iddiası şöyle:

“Haab” adıyla bilinen, 5 bin 125 yıllık Maya takviminin, 21 Aralık 2012’de sona ermesi, birçok uzman tarafından yaratılış döngüsünün sonu olarak kabul ediliyor. 394,26 yıla denk gelen “baktun” adındaki dönemlere bölünen Maya takvimi, bu tarihte 13’üncü "baktun"u tamamlamış olacak.

3 Ocak 2012 Salı

Beyin nasıl güçlenir? beyni güçlendirmenin yolları

ABD'de yayımlanan bir dergi beyni güçlendirmenin yollarını açıkladı.
Duke Üniversitesi’nin Beyin Bilimleri Enstitüsü’nde görev yapan P. Murali Doraiswamy’e danışan dergi herkesin uygulayabileceği yöntemlerle daha sağlıklı bir beyne sahip olunabileceğini yazdı. Doraiswamy konuyla ilgili, “Belki korkutucu olabilir ama bir sınava yoğun çalışmak, kilo almak veya parti yapmak bile beyin devrelerine zarar verebilir.

2 Ocak 2012 Pazartesi

Hiçliğin Berduşluğundan Birliğin Koşulsuz Sevgisine Ulaşmak

Hiçliğin Berduşluğundan Birliğin Koşulsuz Sevgisine Ulaşmak
Artık indigolar yönetimde söz sahibi olmaya başladı. Statükocu zihniyetin yerini yavaş yavaş ışık işçisi, barış savaşçısı indigo zihniyeti alıyor. Bu değişim kaçınılmaz.
İçinde bulunduğumuz çağda artık yeni bir şeyler söylemenin zamanı geldi. Bugüne kadar alışılmış bütün kalıplar yıkılıp yerine yeni bir dünyanın temelleri atılıyor. Bu temeller bundan sonraki yaşayacak nesil olan kristal

Hamdım, Piştim, Yandım

Herkesin ağzında bir aydınlanmadır gidiyor. Nedir bu aydınlanma denilen? Aydınlanan insanlar ışıl ışıl mı gezer? Kim bunlar, yaşamları nasıl, aramızda yaşıyorlar mı? Yoksa artık yaşamdan elini eteğini çekip görünmez bir şekilde mi yaşıyorlar? Ve daha onlarca soru var kafalarda. Ben, aydınlanmanın veya İngilizce adıyla Enlightenment'ın en sevdiğim tanımını söylüyorum. "Aydınlanma, artık aydınlanmanın öneminin olmadığı durumdur." Aydınlanma aramakla bulunan bir şey değildir. İlahi olanla aranızdaki iletişimin önüne, egonun koyduğu engellerden kurtularak varılan bir durumdur. Hamın, pişip yanmasıdır.

Tatil Felsefesi - Cebiniz zengin, zihniniz fakir kalmasın.

Felsefe peşinde koşturup yorulmaktan korkmayın. Öyle bir gün gelecek ki, para yerine herkes felsefeye muhtaç olacak. Cebiniz zengin, zihniniz fakir kalmasın. Cesaret ister hayatı kendimize has kılmak, o halde de saklamak. Aynı noktada tekrar tekrar açılan deliklerin üzerinden çok kez geçip yama yapmak gerekir, mükemmel yaşamı aktifleştirmek için. Bıraktığımız gibi kalmayacak olan çok detay var hayatımızda. Felsefe bunları kapsar işte. Değişkenlik gösterebilen, bireysel düşünce tarzımız. Sadece korkuluk görevi görmemesi gerek beynimizin tam ortasında durup. Düşünceleri korumaktan çok, desteklemek için var edilmiştir kendileri. Bir başına ortaya salınmış felsefe, kimsenin ekmeğine yağ sürmez. Düşünce; yağ sürülmüş ekmek ile güne başlar, kahvaltı niyetine. Uyandığında yanında görmek isteyeceği şey felsefedir. O’nu kendimize özel kılmayı öğrenmeliyiz. Felsefe peşinde koşturup yorulmaktan korkmayın. Öyle bir gün gelecek ki, para yerine herkes felsefeye muhtaç olacak. Cebiniz zengin, zihniniz fakir kalmasın. Birkaç zaman evvel

Bireysel yolculuğumuzda Mücadele ve Direnç

 Yaşamın İçinde Mücadele ve Direnç

Her birimiz bireysel yolculuğumuzda kendimizi bulmaya çalışıyoruz. Yaşamımıza anlam vermeye çalışırken bir taraftan da mutlu olmanın yollarını arıyoruz. Bilsek te bilmesek te her birimizin hedefi özdeğerlerimize ulaşmak. Özdeğerlerimizin başında mutlu olmak, sevmek, sevilmek, değerli olmak, isim bırakmak, kendini ifade etmek gibi değerler gelmektedir.

1 Ocak 2012 Pazar

Renklerin enerjileri

Yeni yıl kararlarınıza renkleri ekleyin. İşte burcunuza göre doğru renkler...
Koç: Kırmızının sizleri harekete geçiren canlandırıcı etkisi var. Motivasyonu, enerji, coşku ve yaşama sevincini, sıcaklık ve aşk duygularını, kan basıncını ve vücut ısısını harekete geçirir. Ataklık, azim ve kararlılığın rengidir.
Yılbaşı gecesi taşınız: Yakut yeşil turmalin,
Şans sayınız: 1 ve 3.

Boğa: Renk tercihiniz lacivert, Uyum ve başarı rengi. Sakin ve farklı olma duygularını pekiştirir, otorite ve verimliliği ifade eder. Mor ve mavi güvenin rengi paylaşma, cömertlik, huzur, istikrar, sakinlik dinamizmi yansıtır. Zenginliği, asaleti ve itibarı yansıtır sizlere.

Yılbaşı gecesi taşınız: Yakut.
Şans sayısınız: 4

İkizler: Renk tercihiniz inci beyazı. Temizlik, saflık ve güven hissi verir. Pozitif enerji yayar, canlılık ve heyecan, cinsellik duygularını harekete geçirir. Siyah ise ruhsal olarak içinden çıkamadığınız konuların farkına varmanızı sağlar. Hüzünlendirir.

Uyku Nedir - Uyku Hakında Bilgi

Uyku Nedir?


Uykunun sebebi veya fonksiyonu bilinmemektedir. Chicago üniversitesi uyku araştırmalarından Allan Rechtschaffen uykunun hiç bir fonksiyonu olmadığını tespit etmiştir. Adale yorgunluklarının azalmasına rağmen vücudun dinlenmesi için uykuya ihtiyacı olmadığını söylemiştir. Çünkü vücudumuzdaki hücrelerin kendi kendilerini tamir etme yeteneği vardır.
Araştırmacıların tespitlerine göre bu esnada faaliyetten uzak olmasına, ya dinlenme veya uyku durumunda bulunmasına da gerek yoktur. Uyku sırasında alınan EEG kayıtları üzerinde yapılan incelemelerde beyinde faaliyetsizlik görülmemiştir.
İngiltere Milli Fizik Laboratuarı Kompütör ilimleri bölümünde psikolog araştırmacı Dr. Evans'a göre uykunun tek maksadı rüya görmemize Müsaade etmesi, zemin hazırlamasıdır. Stanford Tıp Merkezi Uyku Kliniği doktoru Dr.William Dument'in görüşüne göre ise; rüya görmek son derece önemlidir. Rüyalar fiziki dengenin oluşmasını sağlanmaktadır.

2012 Burç Yorumları - Yeni yıl hangi burca ne getirecek?

2012 Burç Yorumları

2012 yılı.. Merakla beklenen yıl geldi.. Acaba neler olacak?



Astrolog Oğuzhan Ceyhan

Koç, İş ve kariyer konusunda yılın en baskın etkilerini siz yaşayacaksınız. Mars’ın Başak burcundaki etkisi sebebi ile yılbaşından 1 Temmuz tarihine kadar olan dönemde önemli fırsatlar ile karşılaşacak, Mars’ın retrograde yaptığı 24 Ocak ile 15 Nisan arasındaki dönemde günlük yaşamınızda,

2012 Ayrışma Dönemi.. Doğu yükseliyor, Batı ayrışıyor..

2012 Ayrışma Dönemi..

Doğu yükseliyor, Batı ayrışıyor..




2012, ayrışmalar, dönüşümler, pek çok kavramın ve olayın dağılması ile beraber gelecek sevgili arkadaşlar. Dünya üzerinde, doğunun yükselişi, batının ise pek çok ayrışma ile beraber, zorluklar yaşayacağı özel bir kriz yılına hoş geldiniz.
Batı astrolojisinde en iyi bildiğimiz şey; gökyüzündeki birkaç gezegenin birden burç değiştirdiği ve küçük gezegenler, yani içi gezegenler dediğimiz, Merkür, Venüs ve Marsın eş zamanlı yani yakın zamanlarda ve birlikte retrograde hareketlerde bulunduğu yıllar, ayrılık yılları olarak bilinmektedir. 2012’nin Maya’ların söylediği gibi, kıyamet yılından ziyade bireylerin, konsorsiyumların, birliklerin, devletlerin, şirketlerin, bankaların birbirlerinden ayrılarak, yeni birliktelikler kuracağı bir yıl olarak, hafızalarınıza kazınacağını unutmamalıyız. Uranüs’ün geçen yıl Koç burcuna girmesi, Satürn’ün Terazi burcundaki hareketi, Jüpiter’in İkizler burcuna geçtiği 4 Haziran, yılın gündemde ön plana çıkan önemli gökyüzü hareketleri olurken, Mars’ın Başak burcundaki retrograde hareketi, Venüs’ün retrosu, yılın tam anlamı ile pek çok karışık etkilere sahip olduğunu bizlere gösteriyor.
Basit bir dille anlatmamız gerekirse, tüm dünyada kriz ekonomisinin daha da artacağı, batı kaynaklı ekonomik krizin batının büyük bankalarını ( Fransa, İtalya, İspanya hatta İngiltere ) gibi fazlası ile etkileyeceğini, pek çok ülkenin kredibilitesinin azalacağını, Arap devriminin devam edeceğini, hatta bu devrimin Uranüs’ün Koç burcundaki etkisi ile beraber, başkanlık sistemi ile yönetilen bir kısım büyük Avrupa devletlerinde hükümetlerin dahi değişeceği bir dönemi göstermesi açısından önemlidir.

Burcunuza ait istediğiniz ajandayı aşağıdaki linkten seçebilirsiniz

2012 Ajandası ile Doğayı Koruyoruz..

Doğa dostu 2012 Ajandasını digital olarak sunuyoruz..




2012'de hangi burç ne yaşayacak?

2012 bir kırılma noktası. Hangi burçlar 2012'i iyi geçirecek? Ayrılmalara, dönüşümlere hangi burçlar dikkat etmeli? En şanslı burç hangileri? İş hayatınızı neler bekliyor? İşte cevapları...
Koç
2012 İş ve kariyer konusunda yılın en baskın etkilerini siz yaşayacaksınız.
Mars’ın Başak burcundaki etkisi sebebi ile yılbaşından 1 Haziran tarihine kadar olan dönemde önemli fırsatlar ile karşılaşacak olan sevgili Koçlar 24 Ocak ile 15 Nisan arasındaki dönemde, inşaat, petrol, ulaşım, bankacılık, medya ve ticarette son yılların en güzel günlerini yaşayacağınız bir döneme hazırlanın. Hayatınızda çok ciddi ve köklü bir değişimi yaşayacaksınız. Bir kırılma noktası yaşamış olanlar yeni bir 7 yıllık döneme hazırlanın. Siyasette, sanatta, sporda ön planda olacaksınız Sürekli daha yukarıyı ve daha fazlasını