Gurdjieff sisteminden uyarlanan yukarıdaki şekil bedensel işlevlere göre farklı insan tipleri ve seviyeleri göstermektedir. Birinci sütunda fizik bedeni baskın insan tipi görüyoruz. Bu insan için fiziksel beden ifade aracıdır ve çevreyi bedensel işlevleri açısından algılamaktadır. Fizik beden ön planda olduğu için duygu ve düşünce pasif durumundadır. Yaptığı işler arasında ağır işçilik gibi bedensel ağırlıklı işler olabilir, faaliyetleri arasında atletizm ve jimnastik de bu sınıfa girebilir. Bu kişi için Hatha Yoga uygun olabilir. Gurdjieff bu kişinin tercih ettiği ruhsal disiplin için "fakirin yolu" sözünü kullanmıştır. Burada "fakir", bedenine şiş sokmak, ateşte yürümek gibi marifetler sergileyen kişilere denilir.
Yaşam Enerjisi Sağlık - Tıp Bilimleri Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui v.s. Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ... Mitoloji Astroloji Burçlar,fallar,tarot,Rüya Analizi -------------------------------- TURKİYE SAĞLIK VE ALTERNATİF SAĞLIK FORUMU
Translate
Ruhsal etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ruhsal etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
30 Nisan 2011 Cumartesi
Gurdjieff Sistemi
Gurdjieff Sistemi
Gurdjieff sisteminden uyarlanan yukarıdaki şekil bedensel işlevlere göre farklı insan tipleri ve seviyeleri göstermektedir. Birinci sütunda fizik bedeni baskın insan tipi görüyoruz. Bu insan için fiziksel beden ifade aracıdır ve çevreyi bedensel işlevleri açısından algılamaktadır. Fizik beden ön planda olduğu için duygu ve düşünce pasif durumundadır. Yaptığı işler arasında ağır işçilik gibi bedensel ağırlıklı işler olabilir, faaliyetleri arasında atletizm ve jimnastik de bu sınıfa girebilir. Bu kişi için Hatha Yoga uygun olabilir. Gurdjieff bu kişinin tercih ettiği ruhsal disiplin için "fakirin yolu" sözünü kullanmıştır. Burada "fakir", bedenine şiş sokmak, ateşte yürümek gibi marifetler sergileyen kişilere denilir.
Gurdjieff sisteminden uyarlanan yukarıdaki şekil bedensel işlevlere göre farklı insan tipleri ve seviyeleri göstermektedir. Birinci sütunda fizik bedeni baskın insan tipi görüyoruz. Bu insan için fiziksel beden ifade aracıdır ve çevreyi bedensel işlevleri açısından algılamaktadır. Fizik beden ön planda olduğu için duygu ve düşünce pasif durumundadır. Yaptığı işler arasında ağır işçilik gibi bedensel ağırlıklı işler olabilir, faaliyetleri arasında atletizm ve jimnastik de bu sınıfa girebilir. Bu kişi için Hatha Yoga uygun olabilir. Gurdjieff bu kişinin tercih ettiği ruhsal disiplin için "fakirin yolu" sözünü kullanmıştır. Burada "fakir", bedenine şiş sokmak, ateşte yürümek gibi marifetler sergileyen kişilere denilir.
Suptil Enerjiler
Suptil Enerjiler
Çakra, Sanskritçe'de anlamı tekerlek veya çark anlamına gelen bir kelimedir ve Tantrik ve Yoga tradisyonunda suptil bedenlerde yer alan psişik enerji merkezlerine verilen addır. Değişik sistemler değişik sayıda çakralarda söz eder. Sisteme göre, bunlar 5, 6, 7, 12, 30 ve daha fazla sayıda gösterilmiştir. Ancak esas çakraların yedi olduğu ve bunların yanında birçok tali çakranın bulunduğu ve ayrıca değişik özellikte merkezlerin bulunduğu inanılır. Her bir çakranın işlevi farklıdır, değişik frekansta titrer ve değişik psijkolojik durumları ve şuur hallerini içerir. Her birine değişik sayısal, renk, ses ve şekil değerleri verilmiştir. Ayrıca belirli duyular, gezegenler, elemanlar, tanrılara tekabül ederler. Ayrıca her çakranın belirli sayıda taç yaprakları veya tekerlek parmakları vardır. Bunlar çakralardan yayılan ışınlar olarak idrak edilmelidir.
Rudolph Steiner yazdığı "Yüksek Dünyaların Bilgisi" kitabında, çakralar konusunda bir psişik hassas ve duru görür kişi olarak elde ettiği birinci el bilgileri aktarmıştır. Bu kitabında çakralar konusuna geniş yer vermiştir ve şöyle demiştir: "Gelişmemiş bir insanda bu nilüfer veya lotus çiçekleri karanlık renkte, hareketsiz ve atıldır. Oysa psişik gelişme kaydetmiş kişide onlar hareketlidir ve baştan aşağı parlak renk tonlarıyla bezenmiştir..."
"Öğrenci egzersizlerine başladığı vakit, bu lotus çiçekleri daha parlak olmaya başlar ve sonradan dönmeye başlarlar. Bu olduğu zaman duru görme yeteneği ortaya çıkar. Çünkü bu "çiçekler" ruhun duyu organlarıdır ve onların dönmeleri duyu ötesi algılamanın başarıldığını gösterir..."
İlk beş çakra toprak, su, ateş, hava ve akaşadan oluşmuş beş tattvaya tekabül eder ve sushumna nadi'ye bağlıdırlar. Omuriliğin ortasından geçen sushumna nadi kundalini adında bir enerjinin geçit yoludur. Sushumna'yı solundan ve sağından iki esas nadi sarar, her ikisi aynı bir asa etrafında dolanan iki yılanı içeren modern tıbbın sembolü kadüste görüldüğü gibi spiral şeklinde sushumnanın bir sağını ve bir solunu çevrelerler. Kadüs veya Hermes'in asası çok eski bir semboldür ve kadim Akdenizde kundalini bilgisinin mevcut olduğunu kanıtlar. Sushumna omuriliğin dibindeki kuyruk sokumundan başlar ve beyne kadar uzanıp, iki dalla bölünür ve her ikisi bin taç yapraklı Sahasrara veya Brahma Rhandra çakraya erişir. Bu dallardan biri başın arkasından dolanır, diğeri de alından ve Ajna çakradan geçer.

(Yukarıdaki resimde Hermes'in asası ve aynı zamanda tıbbın sembolü olan kadüs görülmektedir. Bu resim çakra kundalini sistemini de içeren polarity (kutup) terapisinin bazı unsurlarını resmeder.)
Çakra, Sanskritçe'de anlamı tekerlek veya çark anlamına gelen bir kelimedir ve Tantrik ve Yoga tradisyonunda suptil bedenlerde yer alan psişik enerji merkezlerine verilen addır. Değişik sistemler değişik sayıda çakralarda söz eder. Sisteme göre, bunlar 5, 6, 7, 12, 30 ve daha fazla sayıda gösterilmiştir. Ancak esas çakraların yedi olduğu ve bunların yanında birçok tali çakranın bulunduğu ve ayrıca değişik özellikte merkezlerin bulunduğu inanılır. Her bir çakranın işlevi farklıdır, değişik frekansta titrer ve değişik psijkolojik durumları ve şuur hallerini içerir. Her birine değişik sayısal, renk, ses ve şekil değerleri verilmiştir. Ayrıca belirli duyular, gezegenler, elemanlar, tanrılara tekabül ederler. Ayrıca her çakranın belirli sayıda taç yaprakları veya tekerlek parmakları vardır. Bunlar çakralardan yayılan ışınlar olarak idrak edilmelidir.
Rudolph Steiner yazdığı "Yüksek Dünyaların Bilgisi" kitabında, çakralar konusunda bir psişik hassas ve duru görür kişi olarak elde ettiği birinci el bilgileri aktarmıştır. Bu kitabında çakralar konusuna geniş yer vermiştir ve şöyle demiştir: "Gelişmemiş bir insanda bu nilüfer veya lotus çiçekleri karanlık renkte, hareketsiz ve atıldır. Oysa psişik gelişme kaydetmiş kişide onlar hareketlidir ve baştan aşağı parlak renk tonlarıyla bezenmiştir..."
"Öğrenci egzersizlerine başladığı vakit, bu lotus çiçekleri daha parlak olmaya başlar ve sonradan dönmeye başlarlar. Bu olduğu zaman duru görme yeteneği ortaya çıkar. Çünkü bu "çiçekler" ruhun duyu organlarıdır ve onların dönmeleri duyu ötesi algılamanın başarıldığını gösterir..."
İlk beş çakra toprak, su, ateş, hava ve akaşadan oluşmuş beş tattvaya tekabül eder ve sushumna nadi'ye bağlıdırlar. Omuriliğin ortasından geçen sushumna nadi kundalini adında bir enerjinin geçit yoludur. Sushumna'yı solundan ve sağından iki esas nadi sarar, her ikisi aynı bir asa etrafında dolanan iki yılanı içeren modern tıbbın sembolü kadüste görüldüğü gibi spiral şeklinde sushumnanın bir sağını ve bir solunu çevrelerler. Kadüs veya Hermes'in asası çok eski bir semboldür ve kadim Akdenizde kundalini bilgisinin mevcut olduğunu kanıtlar. Sushumna omuriliğin dibindeki kuyruk sokumundan başlar ve beyne kadar uzanıp, iki dalla bölünür ve her ikisi bin taç yapraklı Sahasrara veya Brahma Rhandra çakraya erişir. Bu dallardan biri başın arkasından dolanır, diğeri de alından ve Ajna çakradan geçer.
(Yukarıdaki resimde Hermes'in asası ve aynı zamanda tıbbın sembolü olan kadüs görülmektedir. Bu resim çakra kundalini sistemini de içeren polarity (kutup) terapisinin bazı unsurlarını resmeder.)
Kundalini
Kundalini
Sushumna nadisi kundalini enerjisinin geçtiği bir kanaldır. Kundalini mecazi olarak omuriliğin dibinde yedi rakamın yarısına eşit üç-buçuk kez kıvrılmış uyuyan bir yılan şeklinde gösterilir. Kundalini kelimesinin kökeni spiral anlamına gelen "kundal" kelimesinden gelir ve bu kundalini uyarıldığında spiral şeklinde ve yılan gibi hareket edip yükselişinden kaynaklanır.
Üç ana nadi kuyruk sokumunda bir araya gelirler. Eğer solar prana ve lunar prana eşit bir şekilde buraya inerlerse, birleşerek üçüncü bir prana şekli olan Kundalini'yi meydana getirirler, kundalini de bu orta kanaldan yukarıya doğru
yükselir. Kundalini yükselişinde yedi çakranın da içinden geçtiği söylenir. En üstteki Sahasrara'ya ulaştığında insan bir vecit, kendinden geçme hali yaşarmış. Kundalini Şakti adında dişi bir enerji olarak tanımlanır. Sahasrara çakrada ise Şakti'nin eşi tanrı "Şiva" bulunmakatdır ve her ikisinin birleşmesi kozmik bir vecit halini yaratır. Bu birleşme yoga'nın gayesidir ve sonucunda "Samadhi" denilen bir hal yaşanır. Hatta "yoga" Sanskritçe'de birlelşme anlamına gelen "yug"'den türemiştir. Bu durumda omuriliğin dibindeki cinsel enerjisi dönüşüme uğrayarak mistik bir deneyime sebep olmaktadır. Kundalini enerjisinin bir ateş özelliği vardır, ve yer çekimine karşın yükselme eğilimini gösterir. Nadilerde herhangi bir blokaj varsa, onu yakarak geçer. Tehlikeli yanı buradan kaynaklanır. Ayrıca kişide çakraların enerjisi yukarıya doğru bakmıyorsa, enerjiyi yapıcı bir şekilde yönlendiremiyorsa veya kişinin sağlam karakteri yoksa, kundalini enerjisi aşağı doğru akar, kabına sığmaz ve bir şekilde patlar ve dışarıya boşalır. Bu boşalma kişinin zaaflarına göre değişir, aşırı şiddet, öfke veya şehvet olabilir. İnsan bir anda kendini kaybedebilir, çünkü Kundalini yükseldiğinde insanda inhibisyonlar yok olur. Normal olarak kundalini yükseldiğinde insanın yüksek ve ince düşüncelerini, hislerini, yaratıcı faaliyetlerini hatta fiziksel gücünü devreye sokar. Bütün dahilerde kısmi de olsa bir kundalini faaliyeti bulunduğu söylenir. Bazen de kundalini bir kaza sonucu yükselebilir. Belirli gizli tekniklerle uyarılabilir. Bir anda aşırı enerji yüklemesi olur, insan kendini güçlü ve şuurlu hisseder, duyuları iyicene açılır, ancak kişinin geliştirdiği pozitif yönleri yoksa, aksine negatif yönleri varsa, örneğin potansiyel bir cani ise, bir anda içindeki dışa çıkar ve cinnet geçirir. Kundalinin doğal bir süreçle gelişmesi en iyi yöntemdir.

(Klasik yogadaki çakralar)
Sushumna nadisi kundalini enerjisinin geçtiği bir kanaldır. Kundalini mecazi olarak omuriliğin dibinde yedi rakamın yarısına eşit üç-buçuk kez kıvrılmış uyuyan bir yılan şeklinde gösterilir. Kundalini kelimesinin kökeni spiral anlamına gelen "kundal" kelimesinden gelir ve bu kundalini uyarıldığında spiral şeklinde ve yılan gibi hareket edip yükselişinden kaynaklanır.
Üç ana nadi kuyruk sokumunda bir araya gelirler. Eğer solar prana ve lunar prana eşit bir şekilde buraya inerlerse, birleşerek üçüncü bir prana şekli olan Kundalini'yi meydana getirirler, kundalini de bu orta kanaldan yukarıya doğru
yükselir. Kundalini yükselişinde yedi çakranın da içinden geçtiği söylenir. En üstteki Sahasrara'ya ulaştığında insan bir vecit, kendinden geçme hali yaşarmış. Kundalini Şakti adında dişi bir enerji olarak tanımlanır. Sahasrara çakrada ise Şakti'nin eşi tanrı "Şiva" bulunmakatdır ve her ikisinin birleşmesi kozmik bir vecit halini yaratır. Bu birleşme yoga'nın gayesidir ve sonucunda "Samadhi" denilen bir hal yaşanır. Hatta "yoga" Sanskritçe'de birlelşme anlamına gelen "yug"'den türemiştir. Bu durumda omuriliğin dibindeki cinsel enerjisi dönüşüme uğrayarak mistik bir deneyime sebep olmaktadır. Kundalini enerjisinin bir ateş özelliği vardır, ve yer çekimine karşın yükselme eğilimini gösterir. Nadilerde herhangi bir blokaj varsa, onu yakarak geçer. Tehlikeli yanı buradan kaynaklanır. Ayrıca kişide çakraların enerjisi yukarıya doğru bakmıyorsa, enerjiyi yapıcı bir şekilde yönlendiremiyorsa veya kişinin sağlam karakteri yoksa, kundalini enerjisi aşağı doğru akar, kabına sığmaz ve bir şekilde patlar ve dışarıya boşalır. Bu boşalma kişinin zaaflarına göre değişir, aşırı şiddet, öfke veya şehvet olabilir. İnsan bir anda kendini kaybedebilir, çünkü Kundalini yükseldiğinde insanda inhibisyonlar yok olur. Normal olarak kundalini yükseldiğinde insanın yüksek ve ince düşüncelerini, hislerini, yaratıcı faaliyetlerini hatta fiziksel gücünü devreye sokar. Bütün dahilerde kısmi de olsa bir kundalini faaliyeti bulunduğu söylenir. Bazen de kundalini bir kaza sonucu yükselebilir. Belirli gizli tekniklerle uyarılabilir. Bir anda aşırı enerji yüklemesi olur, insan kendini güçlü ve şuurlu hisseder, duyuları iyicene açılır, ancak kişinin geliştirdiği pozitif yönleri yoksa, aksine negatif yönleri varsa, örneğin potansiyel bir cani ise, bir anda içindeki dışa çıkar ve cinnet geçirir. Kundalinin doğal bir süreçle gelişmesi en iyi yöntemdir.
(Klasik yogadaki çakralar)
Çakralar
Çakralar
Yoga, Tantra, aküponktür ve astroloji gibi kadim ilimler, binlerce yıllık bir geçmişe sahiptir ve aynı bu diğer ilimler gibi ayrıntılı ve belirgin bir sistem halinde getirilerek aktarılmıştır. Bunlara ilim diyoruz çünkü deneylerle elde edilen verilere dayanarak kanıtlanabileceği varsayılmaktadır. Bunalar binlerce yıldır insanlar tarafından gerçekleştirilen gözetim ve incelemelere dayanmaktadırlar ve milyonlarca kişi tarafından doğrulanmıştır.

(Newage ekolünden modern bir chakra ve aura resmi)
Çakralar, nadiler ve suptil enerjilere dayanan öğreti oldukça karmaşık bir sistemi oluşturur. Bu konu üzerinde yoğunlaşmış disiplinler, teori spekülasyonlara dayanmamaktadır ve tamamen deneysel ve yaşamda uygulanabilecek öretiler
Yoga, Tantra, aküponktür ve astroloji gibi kadim ilimler, binlerce yıllık bir geçmişe sahiptir ve aynı bu diğer ilimler gibi ayrıntılı ve belirgin bir sistem halinde getirilerek aktarılmıştır. Bunlara ilim diyoruz çünkü deneylerle elde edilen verilere dayanarak kanıtlanabileceği varsayılmaktadır. Bunalar binlerce yıldır insanlar tarafından gerçekleştirilen gözetim ve incelemelere dayanmaktadırlar ve milyonlarca kişi tarafından doğrulanmıştır.
(Newage ekolünden modern bir chakra ve aura resmi)
Çakralar, nadiler ve suptil enerjilere dayanan öğreti oldukça karmaşık bir sistemi oluşturur. Bu konu üzerinde yoğunlaşmış disiplinler, teori spekülasyonlara dayanmamaktadır ve tamamen deneysel ve yaşamda uygulanabilecek öretiler
Çakralar, Kundalini ve Okült Anatomi - İnsanın ruhsal yapısı ve gizli anatomisi
4 Mart 2011 Cuma
Kundalini
Kundalini
Sushumna nadisi kundalini enerjisinin geçtiği bir kanaldır. Kundalini mecazi olarak omuriliğin dibinde yedi rakamın yarısına eşit üç-buçuk kez kıvrılmış uyuyan bir yılan şeklinde gösterilir. Kundalini kelimesinin kökeni spiral anlamına gelen "kundal" kelimesinden gelir ve bu kundalini uyarıldığında spiral şeklinde ve yılan gibi hareket edip yükselişinden kaynaklanır.
Üç ana nadi kuyruk sokumunda bir araya gelirler. Eğer solar prana ve lunar prana eşit bir şekilde buraya inerlerse, birleşerek üçüncü bir prana şekli olan Kundalini'yi meydana getirirler, kundalini de bu orta kanaldan yukarıya doğru
yükselir. Kundalini yükselişinde yedi çakranın da içinden geçtiği söylenir. En üstteki Sahasrara'ya ulaştığında insan bir vecit, kendinden geçme hali yaşarmış. Kundalini Şakti adında dişi bir enerji olarak tanımlanır. Sahasrara çakrada ise Şakti'nin eşi tanrı "Şiva" bulunmakatdır ve her ikisinin birleşmesi kozmik bir vecit halini yaratır. Bu birleşme yoga'nın gayesidir ve sonucunda "Samadhi" denilen bir hal yaşanır. Hatta "yoga" Sanskritçe'de birlelşme anlamına gelen "yug"'den türemiştir. Bu durumda omuriliğin dibindeki cinsel enerjisi dönüşüme uğrayarak mistik bir deneyime sebep olmaktadır. Kundalini enerjisinin bir ateş özelliği vardır, ve yer çekimine karşın yükselme eğilimini gösterir. Nadilerde herhangi bir blokaj varsa, onu yakarak geçer. Tehlikeli yanı buradan kaynaklanır. Ayrıca kişide çakraların enerjisi yukarıya doğru bakmıyorsa, enerjiyi yapıcı bir şekilde yönlendiremiyorsa veya kişinin sağlam karakteri yoksa, kundalini enerjisi aşağı doğru akar, kabına sığmaz ve bir şekilde patlar ve dışarıya boşalır. Bu boşalma kişinin zaaflarına göre değişir, aşırı şiddet, öfke veya şehvet olabilir. İnsan bir anda kendini kaybedebilir, çünkü Kundalini yükseldiğinde insanda inhibisyonlar yok olur. Normal olarak kundalini yükseldiğinde insanın yüksek ve ince düşüncelerini, hislerini, yaratıcı faaliyetlerini hatta fiziksel gücünü devreye sokar. Bütün dahilerde kısmi de olsa bir kundalini faaliyeti bulunduğu söylenir. Bazen de kundalini bir kaza sonucu yükselebilir. Belirli gizli tekniklerle uyarılabilir. Bir anda aşırı enerji yüklemesi olur, insan kendini güçlü ve şuurlu hisseder, duyuları iyicene açılır, ancak kişinin geliştirdiği pozitif yönleri yoksa, aksine negatif yönleri varsa, örneğin potansiyel bir cani ise, bir anda içindeki dışa çıkar ve cinnet geçirir. Kundalinin doğal bir süreçle gelişmesi en iyi yöntemdir.

(Klasik yogadaki çakralar)
Başın en tepesindeki Sahasrara çakrasına erişen kundalini, burada baştan aşağı inen beyaz ışıkla birleşir. Bu beyaz ışığın menşei kozmiktir, oysa kundalini dünya enerjisidir. Kundalini enerjisinin en büyük birikimi dünyanın tam merkezindedir. Güneşten ve aydan gelip burada biriken solar ve lunar prana kundalini oluşturur. Yane dünya gezegenin de Kundalinisi vardır, hatta çakraları da vardır.
(6. asırdan mistik Johann Georg Gichtel'in Batı kaynaklı ilginç bir resmi)
Sushumna nadisi kundalini enerjisinin geçtiği bir kanaldır. Kundalini mecazi olarak omuriliğin dibinde yedi rakamın yarısına eşit üç-buçuk kez kıvrılmış uyuyan bir yılan şeklinde gösterilir. Kundalini kelimesinin kökeni spiral anlamına gelen "kundal" kelimesinden gelir ve bu kundalini uyarıldığında spiral şeklinde ve yılan gibi hareket edip yükselişinden kaynaklanır.
Üç ana nadi kuyruk sokumunda bir araya gelirler. Eğer solar prana ve lunar prana eşit bir şekilde buraya inerlerse, birleşerek üçüncü bir prana şekli olan Kundalini'yi meydana getirirler, kundalini de bu orta kanaldan yukarıya doğru
yükselir. Kundalini yükselişinde yedi çakranın da içinden geçtiği söylenir. En üstteki Sahasrara'ya ulaştığında insan bir vecit, kendinden geçme hali yaşarmış. Kundalini Şakti adında dişi bir enerji olarak tanımlanır. Sahasrara çakrada ise Şakti'nin eşi tanrı "Şiva" bulunmakatdır ve her ikisinin birleşmesi kozmik bir vecit halini yaratır. Bu birleşme yoga'nın gayesidir ve sonucunda "Samadhi" denilen bir hal yaşanır. Hatta "yoga" Sanskritçe'de birlelşme anlamına gelen "yug"'den türemiştir. Bu durumda omuriliğin dibindeki cinsel enerjisi dönüşüme uğrayarak mistik bir deneyime sebep olmaktadır. Kundalini enerjisinin bir ateş özelliği vardır, ve yer çekimine karşın yükselme eğilimini gösterir. Nadilerde herhangi bir blokaj varsa, onu yakarak geçer. Tehlikeli yanı buradan kaynaklanır. Ayrıca kişide çakraların enerjisi yukarıya doğru bakmıyorsa, enerjiyi yapıcı bir şekilde yönlendiremiyorsa veya kişinin sağlam karakteri yoksa, kundalini enerjisi aşağı doğru akar, kabına sığmaz ve bir şekilde patlar ve dışarıya boşalır. Bu boşalma kişinin zaaflarına göre değişir, aşırı şiddet, öfke veya şehvet olabilir. İnsan bir anda kendini kaybedebilir, çünkü Kundalini yükseldiğinde insanda inhibisyonlar yok olur. Normal olarak kundalini yükseldiğinde insanın yüksek ve ince düşüncelerini, hislerini, yaratıcı faaliyetlerini hatta fiziksel gücünü devreye sokar. Bütün dahilerde kısmi de olsa bir kundalini faaliyeti bulunduğu söylenir. Bazen de kundalini bir kaza sonucu yükselebilir. Belirli gizli tekniklerle uyarılabilir. Bir anda aşırı enerji yüklemesi olur, insan kendini güçlü ve şuurlu hisseder, duyuları iyicene açılır, ancak kişinin geliştirdiği pozitif yönleri yoksa, aksine negatif yönleri varsa, örneğin potansiyel bir cani ise, bir anda içindeki dışa çıkar ve cinnet geçirir. Kundalinin doğal bir süreçle gelişmesi en iyi yöntemdir.
(Klasik yogadaki çakralar)
Başın en tepesindeki Sahasrara çakrasına erişen kundalini, burada baştan aşağı inen beyaz ışıkla birleşir. Bu beyaz ışığın menşei kozmiktir, oysa kundalini dünya enerjisidir. Kundalini enerjisinin en büyük birikimi dünyanın tam merkezindedir. Güneşten ve aydan gelip burada biriken solar ve lunar prana kundalini oluşturur. Yane dünya gezegenin de Kundalinisi vardır, hatta çakraları da vardır.
(6. asırdan mistik Johann Georg Gichtel'in Batı kaynaklı ilginç bir resmi)
Çakralar
Çakralar
Yoga, Tantra, aküponktür ve astroloji gibi kadim ilimler, binlerce yıllık bir geçmişe sahiptir ve aynı bu diğer ilimler gibi ayrıntılı ve belirgin bir sistem halinde getirilerek aktarılmıştır. Bunlara ilim diyoruz çünkü deneylerle elde edilen verilere dayanarak kanıtlanabileceği varsayılmaktadır. Bunalar binlerce yıldır insanlar tarafından gerçekleştirilen gözetim ve incelemelere dayanmaktadırlar ve milyonlarca kişi tarafından doğrulanmıştır.

(Newage ekolünden modern bir chakra ve aura resmi)
Çakralar, nadiler ve suptil enerjilere dayanan öğreti oldukça karmaşık bir sistemi oluşturur. Bu konu üzerinde yoğunlaşmış disiplinler, teori spekülasyonlara dayanmamaktadır ve tamamen deneysel ve yaşamda uygulanabilecek öretiler aktarmaktadırlar. Bu sistemler laya yoga, kriya yoga, şaktipatamaha yoga ve tantrik yoga altında aktarılmıştır. Bu sistemin binlerce Hindu ermişin hayal ürünü olarak üretildiği varsayımı oldukça olasılık dışıdır. Ayrıca, teorik yapısı mevcut bilimsel verilere ışık tutmaktadır ve pratik olarak bunu doğrulamanın ve uygulamanın yöntemleri açık ve sarih bir şekilde akatarılmıştır. Dolayısıyla, Mao'nun dediği gibi "Eğer bir şeftalinin tadını öğrenmek istiyorsan, onu ısır" demek gerekir.
Yoga, Tantra, aküponktür ve astroloji gibi kadim ilimler, binlerce yıllık bir geçmişe sahiptir ve aynı bu diğer ilimler gibi ayrıntılı ve belirgin bir sistem halinde getirilerek aktarılmıştır. Bunlara ilim diyoruz çünkü deneylerle elde edilen verilere dayanarak kanıtlanabileceği varsayılmaktadır. Bunalar binlerce yıldır insanlar tarafından gerçekleştirilen gözetim ve incelemelere dayanmaktadırlar ve milyonlarca kişi tarafından doğrulanmıştır.
(Newage ekolünden modern bir chakra ve aura resmi)
Çakralar, nadiler ve suptil enerjilere dayanan öğreti oldukça karmaşık bir sistemi oluşturur. Bu konu üzerinde yoğunlaşmış disiplinler, teori spekülasyonlara dayanmamaktadır ve tamamen deneysel ve yaşamda uygulanabilecek öretiler aktarmaktadırlar. Bu sistemler laya yoga, kriya yoga, şaktipatamaha yoga ve tantrik yoga altında aktarılmıştır. Bu sistemin binlerce Hindu ermişin hayal ürünü olarak üretildiği varsayımı oldukça olasılık dışıdır. Ayrıca, teorik yapısı mevcut bilimsel verilere ışık tutmaktadır ve pratik olarak bunu doğrulamanın ve uygulamanın yöntemleri açık ve sarih bir şekilde akatarılmıştır. Dolayısıyla, Mao'nun dediği gibi "Eğer bir şeftalinin tadını öğrenmek istiyorsan, onu ısır" demek gerekir.
Çakralar, Kundalini ve Okült Anatomi - İnsanın ruhsal yapısı ve gizli anatomisi
19 Nisan 2010 Pazartesi
Ruhsal Sema - Spiritual Sky
Ruhsal Sema -Spiritual Sky
Aslında başka bir dünya var, ruhsal bir dünya. Bhagavat Gita (8.20) de ifade edildiği gibi: paras tasmat tu bhavo nyovyakto vyaktat sanatanauyau sa sarvenu bhutenunasyatsu na vinasyati
Bununla birlikte ebedi olan ve bu tezahür eden ve etmeyen maddeye üstün olan başka bir doğa daha var. O yüce ve asla yok edilemez. Bu dünyadaki her şey yok edildiği zaman, o kısım olduğu gibi kalır.
Aslında başka bir dünya var, ruhsal bir dünya. Bhagavat Gita (8.20) de ifade edildiği gibi: paras tasmat tu bhavo nyovyakto vyaktat sanatanauyau sa sarvenu bhutenunasyatsu na vinasyati
Bununla birlikte ebedi olan ve bu tezahür eden ve etmeyen maddeye üstün olan başka bir doğa daha var. O yüce ve asla yok edilemez. Bu dünyadaki her şey yok edildiği zaman, o kısım olduğu gibi kalır.
Alternatif tıp, şifalı bitkiler,tıp,Sağlık
Bhagavat Gita,
Ruhsal,
Sema,
Sky,
Spiritual
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)