Translate

27 Mayıs 2025 Salı

Travmadan kaçış mümkün değil mi?

Farklı coğrafyalarda, birbirinden tamamen farklı kültürlerde büyüyen çocukların hikayelerini düşünün. Hepimizin ortak bir amacı var: Çocuklarımızın sağlıklı, dengeli ve başarılı bireyler olarak yetişmesini sağlamak. Ancak her şeyi kontrol edemiyoruz. Planlarımız ters gittiğinde ne yapıyoruz? Zorlu anlarda hangi yolları izliyoruz? Bu ay, Psikolog Özge Çivci ile travmalar üzerine derinlemesine bir sohbet gerçekleştirdik. Herkesin kendi deneyimleri ve endişeleriyle bağ kurabileceği, zengin ve anlamlı bir konuşma oldu.



Günümüzde ebeveynler, çocuklarının travma yaşamasından giderek daha fazla endişe duyuyor. Peki, her şey travmaya mı yol açar? Travmadan kaçış mümkün değil mi?
Çocuğun yaşadığı her üzüntü ya da hayal kırıklığı, travma yaşadığı anlamına gelmez. Travma, çocuğun sağlıklı gelişimini kesintiye uğratan veya engelleyen bir durumdur. Travma, oluştuğu döneme bağlı olarak bedeni etkileyen, sinir sistemine yerleşen ve gelişimi durduran bir etkiye sahiptir. Bu süreç, anne karnındaki zorluklarla başlayabilir; doğum sırasındaki komplikasyonlar, tıbbi müdahaleler, çocuğun ihmal edilmesi, istismara uğraması veya doğal afetler gibi sosyal olaylar buna dahildir. Çocuk, hangi dönemde travmaya maruz kalırsa, o döneme özgü bir tıkanıklık veya gelişimsel bir atlama yaşanabilir. Bu yüzden çocukluk travmalarını değerlendirirken, her zaman geriye, anne karnına kadar bakmalıyız. Çünkü mesele dönüp dolaşıp bağlanmaya gelir. Travma, anne ile bebek arasındaki bağlanma sürecini zedeler. Annenin bebekten ayrı kalması, kritik anlarda bebeğin anneyle temas kuramaması gibi durumlar buna örnektir. Doğum sırasında salgılanan hormonlar ve beyin kimyasalları bu süreçte önemli rol oynar. Bu kimyasalların eksikliği veya

Kendine Sadık Kalmak

Hayat, çoğu zaman bir başkasına iyi görünmek, bir başkasının beklentilerini karşılamak ya da bir başkasının hayallerine uymak için koşturduğumuz bir koşu bandına dönüşebilir. Bu koşuda nefes nefese kalırız, ama bir an durup kendimize sorarız: “Ben ne istiyorum?” İşte o soru, iyileşmenin ilk adımıdır. Çünkü iyileşme, bir başkasına değil, kendine sadık kaldığında başlar.




Kendine sadık kalmak, içindeki o sessiz, ama dürüst sesi duymakla ilgilidir. O ses, bazen bir fısıltı gibi gelir; kalabalıkta kaybolur, başkalarının sesleriyle bastırılır. Ama o sesi bulduğunda, ona kulak verdiğinde, bir şey değişir. Sanki yıllardır taşıdığın bir yük hafifler. Bu, ne bir zafer narasıdır ne de büyük bir başkaldırı. Bu, sadece kendi

22 Mayıs 2025 Perşembe

Birine Dokununca Elektrik Çarpma Hissi: Neden Olur?




Birine dokunduğunuzda ya da bir nesneye temas ettiğinizde aniden bir elektrik çarpması hissiyle karşılaşmış olabilirsiniz. Bu durum, genellikle zararsız olsa da hem şaşırtıcı hem de merak uyandırıcıdır. Peki, bu hissin ardındaki bilimsel neden nedir? Gelin, bu ilginç fenomeni özgün bir şekilde inceleyelim.
Statik Elektriğin Büyüsü
Birine dokununca hissettiğimiz bu "elektrik çarpması", aslında statik elektrik adı verilen bir olayın sonucudur. Statik elektrik, nesneler veya insanlar arasında biriken elektrik yüklerinin ani bir şekilde boşalmasıyla ortaya çıkar. Vücudumuz, günlük yaşamda farkında olmadan elektrik yükü biriktirebilir. Bu yük, özellikle kuru havalarda, halı

13 Mayıs 2025 Salı

Ders sen öğreninceye kadar devam eder..




Hayat, bazen bir patika, bazen de upuzun bir yolculuk gibi gelir insana. Kimi zaman yolun başında neşeyle koşarsın, kimi zaman taşlara takılıp tökezlersin. Ama her adımda, her sendelemede, hatta her düşüşte bir şeyler öğrenirsin. Hayat, öyle cömert bir öğretmen ki, sana sadece kitaplardan değil, yaşadıklarınla öğretir. Bazen bir kayıp, bazen bir hata, bazen de beklenmedik bir karşılaşma olur bu dersin adı. Ama hepsi, seni sen yapmaya gelir.

Düşünsene, hayatında her şey pürüzsüz olsaydı, her istediğin anında gerçekleşseydi, neyi öğrenirdin ki? Belki de en büyük hediye, tam da o zor

7 Mayıs 2025 Çarşamba

Acının Gücü: Dönüşümün Ateşi

Hayat, bazen en beklenmedik anlarda bize ağır bir yük bırakır. Kırılan hayaller, kaybedilen sevdikler, başarısızlıklar ya da içimizi kemiren pişmanlıklar… Acı, insanın ruhunda derin izler bırakan bir misafir gibidir. Ancak bu misafir, sadece yıkım getirmekle kalmaz; aynı zamanda bizi yeniden inşa etme gücü taşır. Acıyı bir yük olarak taşımak yerine, onu bir enerji kaynağına dönüştürmek, insanın kendi hikâyesini yazma cesaretini bulmasıdır.




Acı, ilk anda bir düşman gibi görünür. Zihni bulandırır, kalbi sıkıştırır, hatta bazen nefes almayı bile zorlaştırır. Ama bu duygunun içinde saklı bir sır vardır: Acı, bize kim

Huzurun Merkezi: Kendi İç Dünyamız

Hayat, bir fırtınanın içinde savrulan yapraklar gibi hissettirebilir bazen. Dış dünyada olup bitenler; telaşlı kalabalıklar, beklenmedik olaylar, bitmek bilmeyen sorumluluklar ve kontrolümüz dışındaki değişimler, zihnimizi bir girdaba sürükler. Ancak tüm bu kaosun ortasında, sakin bir liman bulmak mümkündür. Bu liman, ne bir yer ne de bir kişi; bu liman, kendi iç dünyamızdır.




İçsel huzur, dış koşullara bağlı olmayan bir dinginlik halidir. Yağmur yağarken, trafik sıkıştığında ya da bir tartışmanın ortasında bile, insanın kendi içinde bir sığınak

1 Mayıs 2025 Perşembe

Spor & Egsersiz & Beden Eğitimi Sportif Hareketler: Uzun Süre Oturmanın Sağlığa Zararları ve Çözüm Öne...

Spor & Egsersiz & Beden Eğitimi Sportif Hareketler: Uzun Süre Oturmanın Sağlığa Zararları ve Çözüm Öne...: Uzun saatler boyunca oturarak çalışmak, kariyer açısından verimli olsa da sağlık üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratabilir. Kalp hastalıkla...

Zencefil Çayı Faydaları

Zencefil çayı faydaları saymakla bitmez. Tazesi, kurusu ve tozu gibi çeşitleri ile hazırlanabilen zencefil çayının yapım oldukça kolay.


Faydaları: • Metabolizmayı hızlandırır • Bağışıklık sistemini güçlendirir • Mide bulantısını hafifletir