Evet, "yetinmek" çok güçlü bir fikir. Ama sanırım burada yetinmek derken pasif bir kabullenmeden ziyade, elimizdekilerin değerini fark edip ona anlam katmayı kastediyorum.
Çünkü bazen insanlar "yetinmek" deyince, hayalleri bırakıp durağanlaşmayı anlıyor. Oysa belki de asıl mesele, sürekli bir şeylere koşarken durup "Şu an neye sahibim ve bu bana ne kadar yeter?" diye sormak.
Bu, zihni yeniden eğitmek gibi bir şey. Mesela, her gün küçük bir şeye şükran duymak bile o tatminsizlik döngüsünü kırabilir.
Araştırmalar, düzenli olarak minnettarlık pratiği yapanların daha uzun süreli mutluluk hissettiğini gösteriyor. Ama tabii, bunu alışkanlık haline getirmek kolay değil; insan hep "daha"sını istemeye meyilli.
Yetinmeyi öğrenmek günlük hayatta nasıl uygulanabilir?
Kışın soğukta sıcacık bir evde oturmak, aslında çoğu zaman göz ardı ettiğimiz bir nimet. Dışarıda üşüyen birini gördüğünde ya da geçmişte soğuk bir günü hatırladığında, o anki sıcaklığın kıymeti birden artıyor. Bunu fark etmek, mutluluğu büyük hedeflere bağlamaktan çıkarıp günlük, basit şeylerde bulmaya yöneltebilir. Mesela, o sıcacık evde bir de çay varsa, daha ne olsun? İnsan bazen "Milyonlarım olsa mutlu olurum" derken, elindeki çayın buharında saklı huzuru kaçırıyor.
"Elindeki çayın buharında saklı huzur" kadar, bulutların yer değiştirmesini izlemek de gerçekten büyülü bir an. Düşünsene, gökyüzü kocaman bir tiyatro sahnesi gibi; bulutlar usul usul kayıyor, şekilden şekle giriyor ve sen sadece izleyerek bile bir anlığına her şeyi unutabiliyorsun. Bu, doğanın bize bedava sunduğu bir sakinlik. Hiçbir şeye ulaşmana gerek yok, sadece pencereye bakman yetiyor. Başka neler var böyle, gökyüzü kadar basit ama insanı içine çeken?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen beğendiğiniz konulara yorumlar yazarak, diğer kullanıcıların takip etmesinde yarar sağlayınız.
Bu sitede verilmeye calisilan genel bilgiler, size doktorunuza gitmeden once bilgi vermesi yonunde hazirlanmistir. Sizin klinik durumunuza gore en uygun ve detayli bilgiyi almak icin mutlaka doktorunuzla gorusunuz.