Translate

17 Mayıs 2012 Perşembe

Günde kaç fincan kahve içmeliyiz?

 Kahve sevenlere müjde

Günde üç fincan kahve içen yetişkinlerin bazı hastalıklara bağlı ölüm riskinin yaklaşık yüzde 10 azalabileceği belirlendi.



Amerikan Ulusal Kanser Kurumu'nun yaptığı araştırmaya 1995-1996'da 50-71 yaşında olan 400 bin kişi katıldı. Katılımcıların sağlık durumu 31 Aralık 2008'e kadar izlendi.

16 Mayıs 2012 Çarşamba

Natural Life - Doğa ve Doğal Yaşam: Zeytin ve Zeytinyağı Sağlık Mucizesi

Natural Life - Doğa ve Doğal Yaşam: Zeytin ve Zeytinyağı Sağlık Mucizesi: Kanser ilacı olarak; Zeytin Zeytinde kansere karşı etkili birçok maddenin yanı sıra A, D, E ve K vitaminleri de bulunuyor. Sindirim bozuk...

Naturel Life Channel Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda , canlı yaşamı

Sağlık - Tıp Bilimleri - Tıp Fakültesi Dersleri: Sentetik şeker beyin faaliyetlerini nasıl etkiliyo...

Sağlık - Tıp Bilimleri - Tıp Fakültesi Dersleri: Sentetik şeker beyin faaliyetlerini nasıl etkiliyo...:   Sentetik şeker beyne zararlı Sentetik şekerin beyin faaliyetlerini olumsuz yönde etkileyebileceği belirlendi. California Üniversites...

Son haberler.Spor, Finans, Kültür Sanat Magazin, Ekonomi, Dış Haberler, Sağlık Haberleri

15 Mayıs 2012 Salı

''Aşırı Tuz Kullanımının Kısıtlanması'' kampanyası

 Aşırı tuzdan kaçının

Sağlık Bakanlığı'nın ''2011-2015 Türkiye'de Aşırı Tuz Tüketimi'nin Azaltılması'' programı kapsamında, Türk Böbrek Vakfı işbirliği ile gerçekleştirilen ''Aşırı Tuz Kullanımının Kısıtlanması'' kampanyası başladı.



Türk Böbrek Vakfı'ndan yapılan açıklamaya göre, kampanyanın tanıtımı dolayısıyla Sarıyer'de gıda üretimi ve servisi yapılan bir restoranda masalarda tuzluk bulundurulması uygulamalarının terk edilmesinin teşvik edilmesi amacıyla bir etkinlik düzenlendi.

12 Mayıs 2012 Cumartesi

Güçlü bir hafızaya sahip olmak için..

 Beyni genç tutmanın püf noktaları

Özellikle büyük şehirlerde yaşayan insanların yoğun çalışma temposu ve stres nedeniyle sıklıkla karşılaştıkları unutkanlık sorunu, bazı besinlerin düzenli tüketilmesiyle giderilebiliyor.



Acıbadem Maslak Hastanesi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Aslı İçingür, güçlü bir hafızaya sahip olmak için özellikle orman meyveleri ve omega 3'ten zengin bir beslenme programı uygulamanız gerektiğine dikkat çekiyor. İşte beyni çalıştıran besinler…

11 Mayıs 2012 Cuma

Öfke Kontrolü

Öfke sizi kontrol etmeden, siz onu kontrol edin!

Öfkenizi dizginlemek istediğiniz zaman yapmanız gereken ilk şey öfke ile şiddeti birbirinden ayırt etmektir. Öfke bir duygu, şiddet ise eylemdir. Oysa pek çok kişi bu ikisinin aynı şey olduğunu sanıyor. Bunun için en birinci önlem özdenetiminizi güçlendirmektir.



Öfke kontrolü, kendisini ifade etme konusunda sıkıntı yaşayan her toplumda olduğu gibi ülkemizde de pek çok sorunun ana kaynağıdır. Eleştiri kültürünün gelişmediği, yüzleşme cesaretinden yoksun insanların yaşadığı toplumlarda, tartışma ve ortak görüş oluşturma çabalarının yerini azarlama ve suçlama alışkanlığı alır. Güney Florida Üniversitesi’nden öfke konusunda uzman psikolog Dr. Charles Spielberger’e göre öfke, genellikle dışa vurulamayan gerçek duyguların birikimi sonucu ortaya çıkan bir patlamadır. Spielberger bu yaklaşımın bir salgın gibi en küçük sosyal birimden, ülke geneline yayılabileceğine dikkat çekiyor. Bunun en tipik örneğini ülkemizde görüyoruz.

Paranız olması şart değil.. Annenizin burcuna göre sürprizler...

 Annenizin burcuna göre sürprizler...

Var mı ondan kıymetlisi Annenize hayalini kurduğunuz hediyeyi alacak paranız olmayabilir, ama bu anneler gününde ona sürprizler yapmanıza engel değil! Annenizin size yıllardır gösterdiği özeni bir günlüğüne de olsa ona gösterin onu doyasıya şımartın.




Koç
Koç burcu kadını enerjik, ailesine düşkün birisidir. Daima ailesini yücelterek konuşmayı sever.

Maya Takvimi'ne dayanan Kehanetin sonu

 Kehanetin sonu

Maya Takvimi'ne dayanarak dünyanın sonunun 2012'de geleceği yönündeki inanışın yanlış olduğu ortaya çıktı.



Guatemala’nın kuzeybatısında yağmur ormanlarındaki antik Maya kenti Xultun kalıntılarında arkeologlar, kraliyet katiplerinin astronomi kayıtlarını çizdiği, kara tahta şeklinde kullandıkları duvarların olduğu 1,8 metrekarelik küçük bir oda buldu.

Duvarlardaki çizimler, Mayaların bilinen en eski astronomi takvimini ortaya çıkardı. Amerikan 2009 yapımı "2012" adlı filme de konu olan Maya Takvimi'nden yola çıkılan inanışa göre, Aralık ayında dünyanın sonu gelecek.

14 Nisan 2012 Cumartesi

Aşk ne zaman biter? Yıllardır yaşadığınız aşk, neden bir anda biter?

 Aşk ne zaman biter?

Yıllardır yaşadığınız aşk, neden bir anda biter? Sevdiğiniz erkek hangi durumlarda sizi hayatınızdan çıkarıyor? Kadınlar ne kadar farkında? İşte burç kadınlarına özel bir haber...




Yüksek enerji ve bitmek bilmeyen arzular ve yalanlar... Karşılıklı yalan söylemek... Bu durum her iki tarafın da duygusal

7 Nisan 2012 Cumartesi

Nazca Keşifçisi Maria Reiche

 Nazca için ilk bilimsel açıklama, Alman matematikçi Maria Reiche'den (1903-1998) geldi. 1946 yılında Nazca yakınlarındaki San Pablo kasabasına yerleşti ve yaşamını Nazca çizgilerinin sırrını bulmaya adadı. Bilimsel kariyerini geogliflerle yapmak isteyen Maria sayesinde Nazca'nın dev şekilleri,1983 yılında UNESCO tarafından "Dünya Mirası" kategorisinde koruma altına alındı. Maria Reiche, öncelikle bu çizgilerin nasıl çizildiği sorusuna bir açıklık getirdi. Ona göre, kumun daha koyu olan üst tabakası kazınmış ve böylece alttaki daha açık bir tabaka ortaya çıkarılmıştı. Ona göre, şekiller Güneş'in, Ay'ın ve bazı yıldızların pozisyonunu yansıtıyordu. Ve insanlara ne zaman ekinlerini ekmeleri, ne zaman tarlalarını sulamaları ve ne zaman ekini toplamaları gerektiğini hatırlatıyordu. Ne var ki, daha kuşkulu bilim adamlarına göre bu sav, bir bakıma dev okları ve düz çizgi biçimindeki şekilleri açıklıyordu, ama özellikle hayvan figürlerinden oluşan görüntüler konusunda yetersiz kalıyordu. Düz çizgiler de hemen bütün yönlere kaydırılmıştı. Daha sonra bilgisayar aracılığıyla yapılan hesaplar, şekiller ve çizgilerin sadece yüzde 20'sinin astronomik pozisyonlara uygun düştüğünü gösterdi. Maria Reiche'nin kuramı belki olayın bir yönünü aydınlatıyordu, ama acaba tümünü aydınlatmaya yetiyor muydu? Bu tüm bilim adamlarının her zaman merak konusuydu.

Nazca'nın sırrını popülerleştiren ve belki de ilham yoluyla hissettiğini kitabında yazarak, okuyucularını bambaşka düşüncelere sevk eden isim, Alman "new age" yazarı, Erich von Däniken oldu. 1968 yılında kaleme aldığı "Tanrıların Arabaları" adlı araştırma kitabında, bu dev şekillerin uzaylı zekâsının ürünü olduğunu öne sürdü. Daniken’e göre, yamuk biçimindeki ana şekiller, basit bir biçimde uzay gemilerinin iniş pistleriydi. Ve uzaydan gelen ve gelişmiş bir teknolojiye sahip bu yabancılar, yerel halk tarafından "tanrılar" olarak kabul görmüşlerdi. İşte o nedenle, daha sonra bu gökyüzünden gelen tanrılarla iletişim kurmak için kumun üzerine, büyük çoğunluğu hayvan figürlerinden oluşan dev şekiller çizmişlerdi. Bu İzler, 1300 kilometre karelik bir alanı kapsamaktadır. Nazca ovasında toplam 26 çizim vardır. Bu izlerin bulunduğu yerden çıkarılan çanak çömlekler M.Ö 300 ve M.S. 540 yılları arasında yapıldığı düşünülmektedir.

Nazca’da yapılan kazılar ve araştırmalarda geoliflerin 12 kilometre kuzeybatı yönünde ortaya çıkarılan kazılarda (Cahuachi kazıları),çok sayıda eşya gün ışığına çıktı. Bu bölgede yapılan kazıları koordine eden İtalyan mimar ve arkeolog Guiseppe Orefici, ayrıca burada 24 kilo-metre kare genişliğinde dev bir nekropol ortaya çıkardı ve buraya tahminen 20 bin ile 30 bin kişi gömülmüştü. Ortaya çıkarılan çok sayıda mumya, süs eşyası, müzik aleti gibi eşyaların arasında bulunan iki şey İtalyan arkeologun dikkatini çekmişti. Üstlerinde geogliflerdeki çizgilere benzer şekillerin bulunduğu seramik vazolar, çanak çömlekler çıkarıldı. Bu eşyaların üzerinde de Nazca’daki yere çizilen desenlere benzer şekiller vardı. Ve bir o kadar önemli olan bir mezarda ortaya çıkarılan ölü töreni mantosu idi... Bu 2000 yıllık mantonun kenarlarına 500 tane küçük bebek işlenmişti. Bu bebeklerin bir kısmı müzik aletleri çalıyor, diğerleri de ellerini havaya açmış bir şekilde dans ediyorlardı. Her bebeğin yaptığı hareketi bir başkası izliyordu. Bebeklerin davranışları bir ölü gömme ritüelini çağrıştırıyordu. İşte bu noktadan hareket eden İtalyan arkeolog, Nazca geogliflerinin dinsel bir ritüeli simgelediği tezini geliştirdi.

Ayrıca bu eşyalar, karbon 14 testi ile M.Ö. 5. yüzyıldan M.S. 6. yüzyıla kadar tarihlendirilebiliyordu. Ve burada büyük bir uygarlık yaşamıştı. Bu uygarlık tam 1000 yıl boyunca varlığını sürdürmüştü. Bölgenin çöl topraklarını kendilerine yerleşim bölgesi olarak seçen bu topluluk, günümüzde "Nazcalılar" diye anılıyor.
yasamoyunu.net
Guiseppe Orefici’nin savına göre Nazcalılar, barışçıl, ama koyu dindar bir topluluktu. Mumyaların arasında, bir tane bile düşman mumyasına rastlanmaması, onların savaşçı olmadığının somut bir göstergesiydi. Yazıyı, büyük bir olasılıkla tanımıyorlardı. Ancak, sanatta ve en önemlisi, geometri konusunda çok ileriydiler. Hem de, kenarları 110 metre uzunluğunda ve 20 metre yüksekliğinde piramitler inşa edecek kadar ustaydılar.

Yapılan kazıların ortaya çıkardığı bir başka ilginç nokta ise, bulunan tüm eşyalarda ortak paydanın su olmasıydı. Kurak, hatta çöl denecek bir iklimde varlıklarını sürdüren Nazcalılar için su çok önemliydi. O nedenle, sarmal biçimde kuyular oluşturarak gelişmiş bir su iletişim şebekesi oluşturmuşlardı. Şebekeden, bazı civar köyler ve kasabalar bugün bile yararlanıyorlar. Bu noktadan hareket eden Guiseppe Orefici’ye göre, Nazcalılar'ın bütün dinsel ritüellerinin su ve bereket kavramları oluşturmuştu.

Ve bu savdan sonra Guiseppe Orefici geolifleri üç farklı kategoriye ayırdı. (sarmal şekiller, hayvan figürleri, dev düz çizgi ve oklar) kesin, ama farklı dönemlere karşılık geliyordu. İlk olarak, Nazcalılar'ın, M.Ö. 500 yıllarında sarmal şekilli geoglifleri oluşturdukları düşünülüyor. Bunlar göreceli olarak değişiyordu. Daha büyük çizgilere, kuş, örümcek, fok, maymun gibi hayvan şekillerine geçiyorlardı. İtalyan arkeoloğa göre, bu hayvanlar Nazcalılar'ın tanrılarını simgeliyordu, tümü su ile yakından ilişkiliydi... Bu dönem, aynı zamanda Nazca uygarlığının altın çağları olarak gösterilebilirdi... İlk kentlerini, nekropollerini inşa ediyorlar. M.S. 3. ve 4. yüzyılı kapsayan bu dönem, And Dağları'ndaki büyük fayın yol açtığı büyük bir deprem ile sona eriyordu. Doğal bir afet karşısında tanrılarına duydukları güveni yitiren Nazcalılar, kurdukları kentlerin üstünü kum ile örtüp göç etmeye hazırlanıyorlardı. İşte bu sırada, gidecekleri yönü gösteren ok ya da düz çizgi şeklindeki son dönem geogliflerini çizmiş olabilecekleri düşünülüyor. Çünkü onlar, artık hayvan figürleri biçimindeki tanrılarını terk etmiş bulunuyorlar. Ancak, yeni göçtükleri topraklarda da onları mutlu bir son beklemiyor. Önce, 6. yüzyılda Huariler tarafından özümseniyorlar. 1000 yıllarında, Huariler'i yıkan Chinchas'ların egemenliği altına giriyorlar. Son olarak da İnkalar'ın içinde eriyip tarihin içindeki muhteşem yerlerini alıyorlar.

Peki ama, büyük çoğunluğu sadece uçaktan görülebilen bu dev şekilleri Nazcalılar nasıl çizmiş olabilirler? Guiseppe Orefici bu konuyu fotoğrafçılıkta kullanılan "agrandisman" yöntemiyle açıklıyor. Ona göre, önce ana şeklin en küçük parçasının şeklini çizdiler ve daha sonra da, basit basamak hesaplarıyla daha büyüklere geçtiler. İtalyan arkeoloğun düşüncesi başka bir olayı daha açıklıyor: bazı geogliflerdeki temel hesaplama hatalarını...



http://www.yasamoyunu.net/tarihi_kadim_yontemler/2893-nazca_cizgileri_nazca_cizgilerinin_sirri.html


Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ... Astroloji Burçlar,fallar,tarot,Rüya Analizi

Nazca Çizgileri - Nazca Çizgilerinin Sırrı Nedir

 Nazca Çizgilerinin Sırrı



Bilim dünyası Amerikalı arkeolog Paul Kosok tarafından resimleri çekildiğinden beri şu soruların cevaplarını arıyor: Bu dev şekilleri kimler, nasıl ve hangi amaçlarla çizmiş olabilir? Bu gizemli çizgilerin fonksiyonu ne olabilir?

Çigong veya Çikung ( Qigong ) Nedir

Çigong Antik Çin'in kültürel bir mirasıdır. Yaşam enerjisi üzerinde uzun sürelerle kararlı olarak çalışmaya ve bu konuyu incelemeye Çigong denir. Çigong, "çi" ve "gong" sözcüklerinden türemiştir. Çi, evrenin temelindeki enerji, doğal güç, canlıların bedenlerindeki yaşam enerjisi şeklinde tanımlanabilir. Gong ise, iş, kararlı çalışma demektir. Gong sözcüğünün başına getirilen ek, ne işi ya da çalışması olduğunu anlatır.

Tıbbi Çigong geleneksel Çin tıbbının önemli bir parçası ve Çin'e özgü bir koruyucu sağlık yöntemi olarak görülür. Geçmişi antik çağa kadar gider, en azından dörtbin yıllık bir tarihi vardır. Geleneksel Çin tıbbına göre birçok hastalık zihindeki dengesizliklerden kaynaklanır, bedenlerimizdeki yaşam enerjisi döngüsü ise zihinle bağlantılıdır. Böylece sağlığın korunmasında zihnin ve yaşam enerjisinin düzenlenmesi büyük önem kazanır. Tarihi kayıtlar, dörtbin yıl önce Çin'de insanların, dans karakterli bir hareket dizisiyle hastalıklarını tedavi ettiklerini, enerji ve solunumlarını düzenlediklerini göstermektedir. Çigong beden, soluma, zihin ve yaşam enerjisi düzenleme temelleri üzerine kuruludur. Uygulamalar belli duruş, devinim, soluma, imgeleme ve zihin odaklama yöntemlerini içerir.

Hangi Amaçlarla Çalışılır?

Çigong veya Çikung ( Qigong ) Antik Çin'in Kültürel Mirası

 

QigongAntik Çin'in kültürel bir mirasıdır. Yaşam enerjisi üzerinde uzun sürelerle kararlı olarak çalışmaya ve bu konuyu incelemeye Qigong denir. Qigong, "qi" ve "gong" sözcüklerinden türemiştir. Qi, evrenin temelindeki enerji, doğal güç, canlıların bedenlerindeki yaşam enerjisi şeklinde tanımlanabilir. Gong ise, iş, kararlı çalışma demektir. Gong sözcüğünün başına

Burçlarla güzellik ilişkisi

 Astrolojideki güzellik sırları!

Burcunuzun özellikleri güzelliğinizde de kendini gösteriyor. İşte burçların güzellik sırları...




Koç burcu kadını
Koç burcu kadınları genellikle havalı olur. Özellikle güzellikleri ve giysileriyle dikkati çekmek onlar

3 Nisan 2012 Salı

Naturel Organik Cilt Ürünleri

 Bu cilt sorunlarından uzak durmak için, en iyi çözüm organik cilt bakımı yöntemlerini kullanmaktadır. Organik ürünler ile yapılan cilt bakımının kimyasallar ile aynı etkiyi yarattığını unutmayın. Organik cilt bakımı, cilt sağlığını korumak ve sürdürmek için kimyasal içermeyen cilt bakım ürünlerinin kullanılmasını içerir. Organik cilt bakım ürünleri diğer güzellik ürünleri ile birlikte kullanıldığında harika sonuçlar verir.

Şamdan çiçeği cildi güzelleştirmeye yardımcı olan özel organik cilt bakım kimyasalıdır. Şamdan çiçeği ölü cilt derisini temizler ve cilt üzerindeki kirliliği yok eder. Şamdan çiçeği cildi temizler ve cilt için gerekli besin

26 Mart 2012 Pazartesi

Haftalık Burç Yorumunuz

 
Koç: Bu hafta ve tüm haftalar boyunca sıkıntı ve zorluklar bitiyor Jüpiter ve plütondan olumlu etkiler altında olacaksınız. İş ve kariyer alanlarınızda parasal konularda önemli bir şans veya güç elde edebilirsiniz.20 Mart saat 07.14 de Güneş Koç burcuna geçiş yaptı. Yine Bir süredir Koç burcunda hareket eden Merkür, Uranüs gezegenleriyle birlikte Bereketi sembolize ediyor 1 ay boyunca kimliğimizde cesur, atak, lider, sosyal ve güçlü taraflarımızı ortaya çıkarabilir. Hayat enerjimiz yükselecek ve kendimizi oldukça sağlıklı hissedebiliriz bu etkilerin dışında, bütün haftayı etkileyen başka bir hareket daha var. Özellikle Salı günü kendini hissettirecek, gökyüzünde oluşan ‘uçma ve değişim açı kalıbı’ iş dünyasını yerinden oynatmaya hazırlanıyor. Kadersel etkiler altında başlayacak değişim, bizim kontrolümüz dışında ortaya çıkacak görünüyor eskisinden çok daha iyi koşullara kavuşacağınızı bilseniz iyi olur sevgili Koçlar. Bu nedenle değişime direnmeden bırakın gidenler gitsin hayatınızdan… Çarşamba günü, koç burcunda bir yeniay oluşacak(Yeni Ay, sembolik olarak, gecenin ışığı olarak görüldüğü için, dişil nitelikler barındırır) Özellikle 22–29 Mart doğumlular için yeni bir hayat başlıyor diyebilirim. Yazı işleriyle uğraşanlar için yaratıcılıklarını kullanacakları bir dönem olacak. Bu hafta tüm ÖNEMLİ GÖKYÜZÜ OLAYLARI Burcunuzda sevgili koçlar… Bu hafta Aşklarda artacak Koç zaten aşka düşkün burçtur… bu haftadan tüm BURÇLAR için çok ümitliyim, hayırlısı bakalım! Hepinize keyifli günler...
Boğa: Bu Hafta, iş hayatınızda yaratıcı ve ilham verici yönleriniz ön plana çıkabilir. Yaptıklarınızı tekrar tekrar gözden geçirmeli ve gelecek ay başlayacak, bu yılın atılımları için planlar yapmalısınız. İçinizde sizi huzursuz eden kıpırtılar, tamamıyla sizin olayları büyütmenizden kaynaklanacak. Birçok kişiden daha iyi durumda olduğunuzu görünce seviniyorsunuz. Evet, Tanrı’nın sizi koruma kalkanına aldığı, güzel bir dönemden geçiyorsunuz. Bununla birlikte bu hafta pek çok iş arkadaşınızın hatta yöneticinizin bile sizin desteğinize çok ihtiyacı olabilir. Sizin yardımlarınızı isteyen arkadaşlarınıza yardımcı olmanızda fayda var. Vermekten korkmayın. Pek çok kişinin hayatına iyi yönde dokunabilirsiniz. Yine Jüpiter-Boğa burcu geçişi eğitim hayatınızla ilgili konularda yardımcınızdır. İmtihanı kazanmanız veya uzmanlık dalınızla ilgili ihtisas yapmanız anlamında itekleyici olur. Yine bu aylar yurtdışı,

Yüksek tansiyonu önlemek için üzüm

 Üzüm yüksek tansiyonu önleyebilir mi?

Hergün üzüm yemenin, yüksek tansiyonu önleyebileceği belirlendi.



Araştırmaya imza atanlardan Louiseville Araştırma Merkezi'nden Harold Bays ve ekibi, üzümün etkilerini, yüksek tansiyona yakalanma riski yüksek katılımcılarda inceledi.

17 Mart 2012 Cumartesi

Burçların tarihleri değişti.. Yeni burç takvim

 Astronomi profesörü Serdar Evren bugün yapılan astroloji yorumlarının 5 bin yıl önceki kaynaklara göre yapıldığını söyledi.






20 Şubat 2012 Pazartesi

Haftalık Burç Yorumları

Koç - Hafta başında, iş problemleriniz çözülüyor ortağınız veya yakın iş arkadaşınızla paylaşımlar önem kazanıyor sevgili Koçlar. Kendiliğinden gelişen olayların, beklenmedik görüşmelerin ayrı bir anlamı olduğunu fark edelim. Birçok yeni iş fikri, yeni buluşlar bu hafta doğacaktır. Pazartesi ve Salı günleri işe odaklanmamız kolay olacak. Araştırmacı bir ruhla, sayıların arkasındaki gerçekleri analiz edebileceğiz. Bütçe ayarlamaları, hesap işleri, banka ödemeleriniz gündeme gelebilir. Sosyal hayatınızda düşündüğünüz veya planladığınız işleriniz için harekete geçmeye hazırsınız ve kalıcı işler gündeme gelebilir. Arkanızdan konuşan insanların varlığında artışlar görülebilir ALDIRMAYIN… Yine iş ve paraya dayalı anlaşmalarımız için dikkatli adımlar atmakta fayda olacak Çarşamba ve Perşembe günleri Balık burcunun senelik yeniayı oluşuyor. Bu yeniayda hayal gezegeni Neptün ile şans ve bolluk gezegeni Jüpiter aktif olacak. Neptün'ün sisi gözlerimizi kamaştırırken Jüpiter de sevgili Koçlara iyimserlik verecek. İmkânsızı başaracaksınız. Yani istekleriniz ile bilinçaltınız uyumludur ve yeni başlangıçlar için taze enerji anlamını taşır. Parasal açıdan şanslı günlerim derseniz 25-27–28 Şubat. Cumartesi günü yine şanslı etkilerimiz devam ederken, Pazar günü ise, hassas, romantik ve düşünceli taraflarımızı ortaya çıkarabilir.
Boğa - Hafta başında sizden yardım isteyen ve sizin sakin kararlarınıza ihtiyaç duyan kişiler yanı başınızda belirebilir. Onlarla sıkı bir işbirliği içine girmek size çok şey katabilir sevgili Boğalar. Merkür ve Neptün’ün umutlarınızı tetiklemesi, mesleki anlamda gitmek istediğiniz yerin tam olarak farkına varmanızı sağlayacak. Mesleki hayalleriniz, bağlı olduğunuz gruplar ön plana çıkıyor. İş, iletişim, eğitim ve ticaretle ilgili konularda aklınızdakileri gerçekleştirebilme potansiyelinizin yüksek olacağı, iyi konuşma ve yazma sayesinde niyetlerinizi daha iyi ifade edebileceğiniz bu iki günlük süreci iyi değerlendirebilirsiniz Özellikle ortaklaşa yaptığınız işlerinizde güzel gelişmeler yaşayabilirsiniz. Hafta ortası, yıldız haritanızın en sakin köşesinde oluşan yeniay hem zihinsel, hem de fiziksel olarak arınmanız için senenin en uygun zamanı olduğuna işaret ediyor. Medya ve hukukla bağlantılı bir konuda büyük bir güç tarafından destekleniyorsunuz. Zor koşulları lehinize çevirebileceksiniz. Yaza kadar en şanslı burç sizsiniz, Ufacık olaylar tahmin etmeyeceğiniz derecede büyük gelişmelere neden olabilir. Diğer yanda, Yüksek lisans yapmak, üniversitede bir programa kaydolmak, yabancı dilde bir kursa gitmek planlarınızın arasındaysa sakın bu haftayı kaçırmayın. Yine 28 Şubat’ta aşk hayatınızda geri çekilmeler, sorunlar oluşabilir. Bu biraz da duygularınızı saklamanız ve sevdiğiniz insanla aranıza duvar örmenizden kaynaklı olacak.
İkizler - Bu pazartesi, iş alanlarınız fazlasıyla yoğun olabilir sevgili ikizler. Kariyer hayatınızda şanslı etkilere sahip olacaksınız. Bir iş değiştirme, yeni bir projeye başlama, terfi, zam gibi güzel etkiler bu dönem sizi fazlasıyla mutlu edebilir Yeni bir iş teklifi almanız da mümkün. Kariyerinizi planlarınızla kontrol altına almayı unutun. Gelen tekliflere açık olmak en doğrusu Olabilir Belirsiz gibi görünen durumlar, bir anda beklentinizin üzerinde bir fırsat oluşturabilir. Bu süreçte dalgın olmamaya, her işinizi not etmeye ve insanlardan etkilenmemeye çalışın Hırsınız çok yüksek sevgili ikizler... Ancak ilk adımınızı çarşamba gününden itibaren atacak şekilde kendinizi hazırlamalı ve daha önce harekete geçmemelisiniz. Çarşamba günü

13 Şubat 2012 Pazartesi

Uzun yaşamın sırrı

İsviçreli bilim insanlarının araştırmasına göre, insanın kendisini nasıl hissettiği, sigara, düşük eğitim veya hastalıklardan bağımsız olarak yaşam süresini etkiliyor.

5 Şubat 2012 Pazar

Dile Benden Ne Dilersen

  Dile Benden Ne Dilersen        
                                   Ağaçlar ve Dilekler
                          Hayatımızda ne kadar çok dilek dilediğimizi hiç düşündünüz mü? Genelde         'umarım' ile başlayan bu         dilekler, her daim geleceğe dair umutları içerir.         Her dilek, geleceğin bir potansiyelidir aslında.
                          
                 Geleceğe         dair bir hayaliniz veya isteğiniz varsa, bilin ki bu gelecekte         olasılıklardan biri olduğu için zihninize düşmüştür. Ama bir de bu         olasılıkları abartan ve açgözlülüğe çeviren nefsimizin sesi vardır.         Dileklerle ilgili ilk bilmemiz gereken şey sade ve içten olmasıdır.         Nefsin etkisinden uzak, arınık ve kalpten gelmelidir.
                          Burada “dilek dilemekten” kastım, geleceğe dair bir isteğimizi         yaratmaktır. İstekleri yaratma belli başına bir sanattır ve arkasında         önemli işleyişler vardır. . Bu yazıda çeşitli         enerji çalışmalarını vermek istiyorum. Bu enerji çalışmalarının         arkasındaki prensiplere de değinerek ne yaptığımızı bilmemizi         sağlayacağız. Aslında bu yöntemleri eskiden beri kullanıyoruz ama ne         yaptığımızın farkında değiliz. Mesela hıdrellezde isteklerimizin olması         için çamurdan formlar yaparız dualar eşliğinde, bir adettir. Veya         hepimizin bildiği ağaçlara bez bağlama geleneği vardır bizde ve tüm         yerel kültürlerde. Bunlar sadece batıl inançlar mı yoksa çok eskiden         kalma sırları unutulmuş bilgeliğin işareti mi? Şimdi biraz daha geniş         bir perspektifle, fiziksel eylemlerin nasıl ruhsal dünyayı etkilediğini         Spiritüel yasalarla inceleyelim.



Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ... Astroloji Burçlar,fallar,tarot,Rüya Analizi

Ağaçlara Çaput Bağlama Geleneği

Ağaçlara Çaput Bağlama Geleneği
Bu gelenek bize şamanizmden miras kalmıştır. İlginçtir ki, bu gelenek sadece bizde yoktur hemen hemen her toplumda bu vardır. Peki nedir bunun anlamı?
Bu geleneğin özüne indiğimizde aslında çaput bağlanan ağaçlar sıradan ağaçlar değildir, o kültüre göre “bilgeliği” temsil eden yaşlı ağaçlardır. Ağaçlar kökleriyle toprak anaya uzanırken, dallarıyla da göğe uzanırlar. Bu yüzden gök ve yer arasında bir aracı olarak görülmüşlerdir. Gerçekten de Spiritüel olarak göksel ve yersel enerji dengesini sağlar ağaçlar. Kaldı ki fiziksel düzlemimizde de bunu görürüz. Gökten aldığı enerjiyi, yerden aldığı suyla birleştirir, kendine besin üretirken bize de yaşam gücü içeren oksijeni sağlar. Bu enerji çevrimi “yukarıda olan aşağıda olana benzer” mantığıyla iki taraflıdır. Hem ruhsaldır hem fiziksel…
Eski bilgelikler, bize ağaçların toprağın bilgeliğini aldıklarını söylerler. Haliyle bir ağaçla konuşmak ve onun bilgeliğine ortak olmak eskiden oldukça önemliydi. Hatta cevap verdiğine bile inanılırdı. Veya bir ağaca sarıldığımızda tüm enerjimiz dengelenir.  Bunu deneyin, sırtınızı yaşlı bir ağaca yaslayın ve ağacın bilinciyle temasa geçmeye çalışın, nefes alıp verirken, ağacın ruhuna dokunun. O muazzam hissi yaşayacaksınız. Ağaçları doğanın enerji transformatörleri olarak

Dilek Ağacı Yöntemi

Dilek Ağacı Yöntemi
Bu yöntemde yine Spiritüel olarak eski bilgelerin çokca kullandığı bir yöntemdir. Temel olarak bir ağaç kabuğuna ihtiyacınız var ve bir de ağaç fidanına. Bu uygulama şu şekilde yapılmaktadır:

Bereket – Bolluk ve Ağaç Meditasyonu

Bereket – Bolluk ve Ağaç Meditasyonu
Bu meditasyon topraklanma meditasyonuna çok benzer. Bereket ve bolluk ile ilgili bir çalışmadır.
Öncelikle rahat bir pozisyonda, ayaklarınız yere değecek bir şekilde, sırtınız dik olarak oturun.  Gözlerinizi kapatın ve birkaç kez derin nefes alıp vererek gevşeyin
Şimdi ayak tabanlarınızın altından her nefes alış verişinizde, beyaz ışıktan köklerin çıktığını imgeleyin. Bu ışıktan kökler sizi dünyaya bağlıyor. Bunu hissedin.

Sigaradan Titreşim Yasalarıyla Kurtulmak: “Biorezonans Yöntemi”

Sigaradan Titreşim Yasalarıyla Kurtulmak:
Biorezonans Yöntemi
Son yıllarda sigara bağımlılığından kurtulmak için yeni tedavi yöntemleri ortaya çıktı. Kuantum mekaniği, bilgileri ve sonuçlarıyla tüm hayatımıza girmeye başladı. Sağlıkta ve tedavide, Biorezonans yani titreşim kullanmak da, kuantuma dayanan son tekniklerden birisi…
Bağımlılık, insanların farklı konu ve maddelere, zarar görmesine rağmen devam etme ve vazgeçememe halidir. Dünyadaki en yaygın bağımlılık ise sigara bağımlılığıdır. Mantıklı

Soğuk algınlığının ilacı Şalgam - Şalgam suyu

Şalgam suyu tüketiminin, grip başta olmak üzere soğuk algınlığı hastalıklarını, vitamin yönünden zengin olması nedeniyle önleyici olduğu bildirildi.

Adana'nın 82 yıllık şalgam suyu üreten firmanın yöneticilerinden Emre Göde, soğuk havalar nedeniyle, tamamen doğal olan şalgam suyunun vatandaşlar tarafından tercih edildiğini söyledi.

25 Ocak 2012 Çarşamba

Ayak Mantarı na Bitkisel Çözüm

 Ayak mantarları genellikle parmak aralarında oluşan rahatsızlıklardır. Nadiren ağrılı olabilirler. Genellikle aşırı kaşıntı yaparlar. Özellikle ayak parmaklarının arasında koku ve beyaz döküntülerle kendilerini açığa vururlar. Sağlığı tehlikeye sokan ciddi faktörlerdendir.
Etkileri
  • Ayakta döküntüye neden olurlar. ayak mantarı
  • Ayak kokusu yaparlar.
  • İleri derecede kaşınmalar deride tahrişe neden olur.
  • Bazı vakalarda koku ve tahrişle birlikte alerjik reaksiyonlarda görülebilir.
Bulaşma Yolları:
Genellikle başkalarına ait terlik havlu vb. malzemelerin kullanımı veya toplu halde girilen ortak kullanıma açık havuzlar saunalar ve hamamlar ve buna benzer "yalın ayak" dolaşılan yerlerden bulaşırlar. Sağlık açısından ayak mantarı enfeksiyonuna yakalanmamak için bu gibi yerlerden çıkış ta mutlaka temiz su ve sabunla güzelce durulanılmalıdır.
Tedavi:
Genellikle belirli bir tedavileri yoktur. Ayakta oluşan mantarın cinsine göre bir tedavi yöntemi geliştirilmelidir. Genellikle sağlık açısından çok ciddi sorunlar doğurmadıkları için tedavi edilmek yerine geçiştirilirler. Fakat bu oldukca yanlış bir davranıştır çünkü, ayak mantarları tedavi edilmediklerinde parmak ve tırnak sağlığı açısından büyük olumsuzluklara neden olabilmektedirler.

Ayak Mantarına Doğal Çözümler

 Mantar genelde erkeklerde ve gençlerde görülen bir enfeksiyondur.Mantar genelde ayak parmaklarında,ayak parmağı tırnaklarında görülür.Bu eneksiyona tinea pedis adlı bir mantar neden olur.Ölü deriyel beslenir,jimnastik salonları,soyunma odaları,duşlar ve yüzme havuzları gibi nemli ve sıcak ortamlardan bulaşır.Mantar hastalığı bulaşıcıdır ve ıslak zeminlerden,mantarlı kişinin giydiği ayakkabı ve çoraplardan bulaşır.
Belirtileri:Parmak aralarında yanma hissi,kaşıntı,kızarıklık,pullanma,kabarcıklar.
Doğal Çözümler

1-Çay ağacı yağı.Yeteri kadar suya 40 damla çay ağacı yağı ekleyin.Ayaklarınızı bu suda 10 dakika bekletin.Ayak banyosundan sonra ayaklarınızı havluyla kurulayın ve saç kurutme makinesiyle ayaklarınınızda hiç nem kalmayıncaya kadar kurutun.Tırnaklar kesilmiş olmalı.Tırnakların altında dahi hiç nem kalmamalı.Azıcık bir nem bile mantarın yaşamını sürdürmesine yeter.ayaklarınızı iyice kuruttuktan sonra mantarlı bölgeye birkaç damla çay ağacı yağı sürün

6.Hisse bilimsel onay

6. HİSSE BİLİMSEL ONAY
   Astroset olarak; sitemizin temel yayın amaçlarından biri olarak, Parapsikoloji ve Metafizik olarak adlandırılan 5 duyuyu aşan olguların bilimin ışığı altında ele alınmasının yararlarını ve gerekliliğini sürekli olarak vurguluyoruz. Hatta ülkemizde de en kısa zamanda ciddi ve bilimsel verilere dayanan Parapsikoloji ve Aşkın (Transandantal) Şuur hallerini tanıtan enstitülerin kurulmasını diliyoruz. İnsanı böylesine yakından ilgilendiren ve “Bireysel Gelişim” adına büyük bir ciddiyet taşıyan fenomenleri yaşayanların bilimsel etütler içinde incelenmesinin yararı açıkça ortada. Bu karara varmamızı siteden danışma almak isteyen binlerce genç arkadaş sağladı. Aksi halde o insanlar ya şarlatanların eline düşüyor ya da olağanüstü bir çaba ile kendi kendilerini eğitmek, zor, dar ve acılı yollardan geçmek zorunda kalıyorlar. Bütün dünya üniversitelerinde Parapsikoloji kürsüleri ve binlerce bu konularda

23 Ocak 2012 Pazartesi

Kitap Özetleri, Kitap Özeti / E-Kitap - E-book: ömer coşkun 3000 sayfa şifalı bitkiler cd'si

Kitap Özetleri, Kitap Özeti / E-Kitap - E-book: ömer coşkun 3000 sayfa şifalı bitkiler cd'si: buradan indirebilirsiniz Hotfile.com: One click file hosting: ömer coÅ�kun 3000 sayfa Å�ifalı bitkiler kitabı.rar E-Kitap - E-book :k...

E-Kitap - E-book :kitap özetleri, kitap özeti, yeni çıkan kitaplar, romanlar, hikayeler, biyografiler, kitap oku, bedava kitap

22 Ocak 2012 Pazar

Avrupa’da psi fenomeni

AVRUPA’ DA PSİ ARAŞTIRMALARI
  Psi araştırmaları ilk kez bilimsel olarak Amerika’da başladı ama çok geçmeden, özellikle Londra ve Paris’e gidenlerin aktardıkları ile yeni araştırmaların haberleri Avrupa’ya da ulaştı. Kısa bir süre sonra, Çarlık Rusya'sının St. Petersburg Kenti’ne kadar bütün Avrupa kıtasında ve Kuzey’de düzenli araştırmalar yapılır oldu.
  Avrupa’da psi fenomenini incelemek üzere girişilen bireysel atılımların tarihi 1854 yılına uzanır. Bu tarihte Kont Agenor de Gasparin,
“Ruhlar, Dönen Masalar ve Doğaüstü” (Des tables tournantes du surnaturel et des Espprits, Paris, Dentu, 1854) adlı kitabında, İsviçre’de yapılan bazı “masa döndürme” deneylerinden söz ediyordu.
  Ertesi yıl Paris Bilimler Akademisi, Psi araştırmalarına ve genel anlamda paranormale karşı resmi bir cephe açmıştı. Bunu yaparken de bu konuyu incelemek zahmetine katlanmamıştı.
Gasparin
, Psi araştırmalarıyla ilgili fenomenlerin gerçekten var olduklarına ve insan iradesinin maddeyi uzaktan etkileyebileceğine karar verdi.
  Gasparin’in bulgularını, 1855 yılında Genova Akademisi’nden meslektaşı

Psi ve bilim / İlk bilimsel Psi araştırmaları

İLK BİLİMSEL PSİ ARAŞTIRMALARI BAŞLIYOR
  İlk bilimsel Psi araştırmaları 1851-1854 yılları arasında Philadephie’den Prof. Robert Hare’in alet kullanarak gerçekleştirdiği deneysel çalışmalarla başlar.
Robert Hare
b. 17 January, 1781, Philadelphia, Pennsylvania, U.S.A.
d. 15 May, 1858, Philadelphia, Pennsylvania, U.S.A.
Robert Hare was an American chemist who developed high temperature blow-pipe and a voltaic battery having large plates, used for producing rapid and powerful combustion, called a deflagrator.
  Parapsikoloji dünyasını bilimsel şartlarda inceleyen ilk bilim adamı, Harvard ve Yale Üniversitesi’nde Kimya profesörü olan Prof. Robert Hare (1781-1858) idi.
  Prof. Hare o zamanki ve şimdiki çoğu şüphecilerin aksine, Psi fenomenlerine adil bir şans tanımaya ve elindeki bütün imkanlarla incelemeye karar verdi. Araştırmalarında bazı mekanik aletler kullanan Prof. Hare, birçok bakımdan, Sir William Cookes’ın çalışmalarını hemen hemen yirmi yıl öncesinden gerçekleştirmiş oluyordu.

Fox ailesi

Parapsikoloji'nin bilim olmasına neden olan Fox Ailesi
  1847 yılının soğuk bir aralık sabahı, New York yakınlarındaki Hydesville kasabasında küçük ahşap bir eve taşınan Fox ailesi kısa bir zamanda kendilerini çevrelerine sevdirdiler. Hydesville kasabasında hemen herkes bu mutlu, neşeli ve birbirine bağlı aileyi tanıyor ve seviyordu.
  Olaylar, eve taşınır taşınmaz başladı. Üç ay boyunca sürekli garip gürültülere tanık oldular. Gürültüler periyodik bir şekilde evin her yanından geliyordu. Duvarlardan, giriş kapısından, mobilyaların içinden… Sesler, ilkin akşam üzerleri duyuluyordu. Her seferinde ailenin dört ferdi de kulak kesiliyor ve çoğu zaman da gecelerini uykusuz geçiriyorlardı. Aile bütün bunların anlamını bir türlü çözemiyordu.

Psi araştırmaları - Parapsikoloji nasıl bilim oldu?

PSİ ARAŞTIRMALARI
  Dünya üzerinde varolan her ekolün, her bilimsel araştırmanın kendine ait bir tarihçesi vardır. Her ne kadar psi ve psi araştırmalarının başlangıcı insanlık tarihi kadar eski ise de kurumlaşması ve bir bilim dalına dönüşmesi 1850’li yıllara rastlar.
  Mitolojilerde, efsanelerde ve ruhsal öğretilerde insanın beş duyunun dışına taşan yönleriyle ilgili sayısız örnek vardır ama
New York 'un Hydesville kasabasında yaşayan Fox ailesi, özel metotlarla ruhsal iletişimin kurulabileceğini ispatlayan ilk ailedir.
  Fox
kardeşlerin başından geçen olaylar ve psi yetenekleri konuyla ilgilenmek zorunda kalan birçok bilim adamı ve uzman tarafından incelenmeye alındı. Böylece Fox ailesi bugün dünya üzerinde milyarlarca kişiye hizmet veren Parapsikoloji adlı bilimin doğmasına neden oldular.   
                         
  Parapsikoloji nasıl bilim oldu?
  Her bilimin, gelişme ve yayılma süreci içinde tarihçe önemlidir. Herhangi bir olgu ilk defa nerede nasıl başlamıştır? Sorusunu yanıtlamak gerekir.
  Parapsikolojinin bir bilim dalı haline gelmesini sağlayan olaylar dizisi, 1847 yılında Fox ailesinde meydana gelen olaylarla başlamış ve bu evde olup bitenlerin basına yansımasıyla da çok kısa bir süre içinde bir dalga gibi bütün Amerika’ya yayılmıştır.
Ünlü Fox ailesi, baba John Fox, Anne Leah Fox ve genç yaştaki kızları Margaretta ve Kate Fox’tan oluşuyordu. Ayrıca Rochester’de yaşayan evli bir kızları daha vardı.

Alternatif tıp, şifalı bitkiler, Yoga, Meditasyon, Reiki, Feng Shui Metafizik / Parapsikoloji Mistisizm, Spiritüalizm, Okultizm ... Astroloji Burçlar,fallar,tarot,Rüya Analizi

Bir sembolü, ilksel birlik, başlangıç kavramları

BİR SEMBOLÜ
"Gölgeler çoktur, fakat Güneş birdir."
Bir sembolü, ilksel birlik, başlangıç kavramlarını ifade eder. Bunun yanında sembolün ilk hareketi başlatanı; yani Tanrı’yı sembolize ettiği, tüm olasılıkların toplamı ve aynı zamanda öz olduğu, merkez, tohum sembolleri ile bağlantılı olduğu ve ayrıca birin bölünemez olduğu bilgisi de vardır.
  Bir sembolü izole olmakla ilişkilidir ve önce düaliteyi, dolayısıyla da çokluluğu, onun ardından da nihai birliği başlatan prensip olduğu varsayılır. Bir sayısının iki temel özelliği vardır; birincisi ilk sayı oluşu, ikincisiyse diğer sayılardan oluşmadığı halde oluşan tüm sayıların içinde bulunmasıdır.
  Çin sembolizminde Bir sembolü yang’dır; yani eril, göksel ve uğurlu olandır. Taoizm’de Tao Bir’i yaratır, Bir ikiyi, iki üçü ve üç ise herşeyi yaratır. Çin felsefesine göre ilk başta En Büyük ve En Yüksek vardı ve bundan En Büyük Bir doğdu ve büyüdü; bu sonraları, iki ilke olan yin ve yang’a bölündü ve bunlardan da beş element (tahta, ateş, toprak, maden, su) doğdu. Bu beş elementten ise on bin nesne gelişti. Konfiçyüsçü düşünürler ve Lao-zi, Bir’in bir bütün ve Mükemmel varlık olduğunu ifade etmişlerdir. Yaratıcı faaliyetin asli gücü büyüktür, tüm yaratılış bunun sayesindedir ve bu güç tüm göğe yayılmıştır.
  Hıristiyan Tradisyonunda ise Bir, Baba olan Tanrı’nın, Uluhiyet’in sembolüdür. Yahudilikte Tanrı Adonai’nin, En Yüksek Olan’ın temsilidir. İslam’da bir sembolü birlik, Mutlak olan ve kendi kendine varolan Tanrı’dır. Pisagorculuk’ta ise Ruhun sembolü, herşeyin kendisinden sadır olduğu Tanrı, öz ve Monad’dır.
  Eski Türk yazıtlarında Kelam, “ağızdan ağıza aktarılan bir” olarak ifade edilir. Neo spiritüalizmin kurucu üstatlarından Ergün Arıkdal bir sembolü ile ilgili şu bilgileri veriyor:

DOKUZ SAYISI SEMBOLÜ

DOKUZ SAYISI SEMBOLÜ
   9 sayısı, 3x3’ün mutlak gücünden oluşur, o üçlü Triad, tamamlanma, erişmek, başarmak, başlangıç ve sonla, göksel ve ruhsal rehberlikle ilişkili bir sayıdır. Dokuz, dünyadaki cennetin sembolüdür ve bozulmaz bir sayıdır. İçiçe geçmiş iki üçgen figürü ile sembolize edilir ve bu iki üçgen aynı zamanda eril ve dişilin, ateş ve suyun, dağ ve mağara prensiplerinin de sembolüdür. Üçün karesi olan dokuz, Ortaçağ kozmolojisinde rehberlerin ve kozmik kürelerin düzenidir.
  9 sembolü, çoğu gelenekte göksel kürelerle ve 7 göksel kürenin ve sabit yıldızları içeren göğün üst kemerinin ötesinde olan en yüksek, dokuzuncu cennetle bağlantılıdır. İran ve Türk gelenekleri sıklıkla dokuz gökten sözeder. 9, Budizmde yüksek ruhsal gücün sembolü, göksel bir sayıdır.
  Üçlünün üçgeni, üçlünün üç kat oluşudur. Dolayısıyla dokuz, üç dünyanın tam bir imajıdır. Sayıların birliğe yeniden dönüşünden hemen önceki sonuncusudur. Şifa ritüellerinde dokuz, mükemmelliğin (par excellence) temsilidir, çünkü üçlü sentezi sembolize eder, yani hem bedensel, hem zihinsel hem de ruhsal düzlemlerde yeralır.
Dokuz sembolünün bazı yerlerde mükemmellik sayısı ya da nihai sır olarak da kullanıldığı görülmektedir. 3’ün birden kapsamlı olması gibi 3x3=9 insanlığın Tanrı’yla ilişkilerini daha iyi ifade edebilir ve gerçekleştirebilir. Meleklerin sıralanışı 9’ludur.

Sirius Yıldızı

  Siriusyen enerjinin etkileri yaklaşık 17 yıl önce, 1993-1994 yıllarında ortaya çıktı; bu dönem Sirius A’nın ve B’nin en yakın konumda oldukları son siklustu ve bu süreçte etki gücü büyük olan bu göksel cisme yönelik büyük bir ilgi oluştu. Tarih kitaplarının ve dünya dinlerinin bu Tanrı/Köpek yıldızı hakkında söyleyecek çok şeyi vardı. Bu makale atalarımızın büyük bir gizemini, Köpek Yıldızı Gizemini ve onun evrenimizin bu küçücük köşesine olan etkilerine yönelik inançlarını ve ilhamlı kavrayışlarını yansıtmaktadır.
  Sirius, insanlık tarihi boyunca tüm kadim halklar için bir merak ve saygı unsuru olmuştur. Kadim Vedalar’da bu yıldız lider yıldız olarak bilinmekteydi; diğer Hindu metinlerinde ise yağmur tanrısı Sukra, ya da Yağmur Yıldızı olarak bahsedilir. Köpek yıldızı aynı zamanda “havanın tanrılarını uyandıran ve onları yağmur çağırma çalışmasına yönelten” olarak da tanımlanıyor.
  Kadim Mısırlılar Sirius’a Nil Yıldızı ya da İsis’in yıldızı olarak saygı göstermekteydiler. Onun her yıl 21 Hazirandaki gün dönümünde (gece ile gündüzün eşit olduğu gün) şafaktan hemen önce görünmesi, Mısır tarımının bağlı olduğu Nil’in taşacağının habercisidir. Bu özel spiral (sarmal) yükselişe pekçok mabet yazıtlarında değinilmiştir, bu yazıtlarda yıldıza İsis’in ruhu olarak tanımlanan İlahi Sepat denilmektedir.

17 Ocak 2012 Salı

Shiva Rea - Yogini Tutorials

Shiva Rea - Yogini (2010)



Quote: DVDRip | AVI / XviD 1799 Kbps | 720o400 | 25 fps | MP3 128 kbps | 75 mins
Language: English | Genre: Video Training | Size : 1.01 GB

A dynamic yoga practice designed specifically for women. Women are blessed with innate creative energy.

14 Ocak 2012 Cumartesi

Yaratmanın Püf Noktaları ve Sırları

Oldurmanın Püf Noktaları ve Sırları
Oldurma, en basit tabiriyle bir şeyi oluşturma, yaratmadır. Buradaki yaratım yoktan var etme değil, olanı dönüştürmedir. Yani bir tür ruhsal enerji çevrimidir. Ruhumuzdaki potansiyel yaratım enerjisini evrene yansıtarak, evrende değişiklikler yaratmanın sanatıdır.
Hepimiz bunu The Secret’tan artık biliyoruz veya en azından duyuyoruz. Ama ben burada aslında arkadaki dinamikleri ve püf noktaları vermek istiyorum. Çünkü bahsettiğimiz kitap ve bununlala beraber çıkan nice kitaplar, birçoğunu incelemesem de, yeterli püf noktaları vermiyor. Birçoğu rant kazanmaya odaklı olduğu için boş bilgilerle dolu. Halbuki yaratım sanatı, maji ismi altında en eski ezoterik ve okült konulardan biridir. Eğer bu bilgeliği ve sanatı öğreneceksek bunun için new age akımlarından çok, daha eski mistik kültürlerin öğretilerine bakmalıyız. Eğer yeterli bir incelememiz yoksa bu süreç bizim için tehlikeli bile olabilir.“İnan, olsun” kalıbı doğrudur ama eksiktir. İnanıp Ol’durmanın da bir prensipleri, bir mekaniği, ilmi boyutu hatta mühendislik işleyişi vardır. Ol’durmanın gücü, Yaratıcı’nın yarattığı düzenin bir işleyişini kapsar. 
Yasalar