Translate

28 Mart 2011 Pazartesi

İnsanı Değiştirecek Genetik Keşif

İnsanı Değiştirecek Genetik Keşif
Bilim insanları insan anlayışını değiştirecek olan, insanlar arasındaki farklılıkları ortaya koyan genetik keşfi selamlıyor.

Bilim, insanların genetik yapısında dramatik çeşitlilikler keşfetti. Bu keşif, tedavi edilemez hastalıklara neyin sebep olduğunun temelinin tekrar değerlendirilmesine yol açabilir ve insanlığın daha büyük bir anlayışını sağlayabilir.
Araştırmalar Asya, Afrika veya Avrupalı atalara sahip olan 270 insanın genomunun ayrıntılı ve sofistike analizini kapsıyordu. İnsan gen havuzunun mümkün olduğu kadar geniş bir havuzunu dahil etmek önemliydi. Bireyler tarafından sahip olunan kopyaların sayısında 2,900 genin değişik olabileceğini buldular. Genler, genetik kod uzunluğunun bir milyon harfine kadar DNA’nın bölümlerinin çoklu kopyalarını kapsıyordu.

22 Mart 2011 Salı

Konsantrasyon, Trans ve Astral seyahat



Konsantrasyon, Trans ve Astral seyahat

Tamamen bilinçli olarak astral beden projeksiyonunu tetiklemek için dört ana gereksinim bulunmaktadır.

1. Uyanık halde kalarak bedeni %100 rahatlatmak

2. Yapıyor olduğunuz işe %100 konsantre olmak

3. Yeterli miktarda enerjiye sahip olmak

4. Astral bedene ayrılması için yeterli baskıyı uygulamak

Nefes Farkındalığı Meditasyonu

Çigong veya Çikung ( Qigong ) Antik Çin'in Kültürel Mirası



QigongAntik Çin'in kültürel bir mirasıdır. Yaşam enerjisi üzerinde uzun sürelerle kararlı olarak çalışmaya ve bu konuyu incelemeye Qigong denir. Qigong, "qi" ve "gong" sözcüklerinden türemiştir. Qi, evrenin temelindeki enerji, doğal güç, canlıların bedenlerindeki yaşam enerjisi şeklinde tanımlanabilir. Gong ise, iş, kararlı çalışma demektir. Gong sözcüğünün başına getirilen ek, ne işi ya da çalışması olduğunu anlatır.

Kuars Kristalleri

Çok az buluşun gerçekten yeni olduğunun iddia edilebileceği, çağdaş keşiflerin çoğunluğunun eski bilgi ya da deneyimin yeniden – keşfinden başka bir şey olmadığı bunların sonra dünyaya genellikle çağdaş bir tarzda yeniden sunuldukları söylenir. Bu özellikle kuvars kristallerini itici güç olarak kullanan çağdaş teknolojimiz açısından, kuşkusuz, büyük ölçüde doğrudur. Eski zamanların sisleri, atalarımızın keşfettikleri ve bu alçak gönüllü madenle ilgili birçok kullanım alanını görmemizi hala engellemekteyse de, bir ölçüde ayrıntılı bilgi dünyanın her yanındaki birçok medyum kanalıyla yavaş yavaş yeniden yüzeye çıkmaya başlamakta ve kuvars kristallerinin insanlığa çok uzun bir zamandır hizmet etmekte oldukları giderek anlaşılmaktadır.

İlk önce efsanevi Atlantis kıtasında kullanılan kuvars kristalleri, çok kısa bir zaman sonra, bu madenin kendisine yüklenen herhangi bir gücü depolama ve büyütme konusundaki gizemli yeteneğinden yoğun biçimde yararlanan o zamanın insanları için vazgeçilmez hale gelmişlerdi. Çağdaş uygarlığımızın hala tümüyle bilmediği bir tarzda bu insanlar, büyük sentetik kristaller kullanarak evlerini ve kentlerini aydınlatıyorlardı. Yine bu kristaller vasıtasıyla çeşitli ulaşım araçlarını çalıştırıyorlardı. Çağdaş bilim yavaş yavaş bu kayıp bilginin bir bölümünü yeniden kazanmaya başlıyor, ve bugün sentetik kristaller Birleşik Devletlerde fırlatılan bazı uzay mekiklerinde kullanılmaktadır.

Bermuda Şeytan Üçgeni

Bermuda Şeytan Üçgeni, Atlantik Okyanusunda çok sayıda uçak ve geminin kaybolduğu, bazı paranormal olayların yaşandığı bölgenin adıdır. Bu bölge Amerikan sahil koruma örgütünün 7 nolu bölge müdürlüğünün 5720 sayılı sirküler yazısında şöyle tarif edilmektedir: "Bermuda üçgeni ya da şeytan üçgeni diye anılan hayal ürünü yer, Atlantik'te, ABD'nin güneydoğu kıyılarında, açıklanamayan gemi, tekne ve uçak kayıplarının çok yüksek oranda yer aldığı bir alandır. Bu üçgenin köşelerinde Bermuda, Florida'daki Miami, ve Puerto Rico'daki San Juan olduğu kabul edilmektedir.

Kimsenin açıklama getiremediği bu esrarengiz fenomen, içinde bilim adamlarının da bulunduğu pek çok insan tarafından "doğaüstü bir takım güçlerin yaptırımı" olarak algılandı ve öyle lanse edildi. Bu açıklamalar arasında kayıp kıta Atlantis'in orada bulunup (bu düşünceyle paralel olarak Atlas Okyanusu ismini almıştır.) Kayıp Kıta'nın hiçbir zaman anlaşılamayan teknolojik ve manyetik kayıp aygıtlarından birinin etkisinden veya o bölgenin defalarca Dünya dışı varlıkların ziyaretlerinde orada yarattıkları manyetik alanın bir etkisi olduğu, hatta Kristof Kolomb'un bile tuttuğu günlüklerde, o bölgede gökyüzünde uçan tanımlanamaz cisimlerden bahsedildiği iddia edilmiştir.

Nazca Çizgileri - Nazca Çizgilerinin Sırrı

Nazca Çizgilerinin Sırrı



Bilim dünyası Amerikalı arkeolog Paul Kosok tarafından resimleri çekildiğinden beri şu soruların cevaplarını arıyor: Bu dev şekilleri kimler, nasıl ve hangi amaçlarla çizmiş olabilir? Bu gizemli çizgilerin fonksiyonu ne olabilir?

Dünyanın belki de en büyük sanat eserleri arasında sayılabilecek ve aynı zamanda en zor görülebilen sanat eseri Nazca’daki desenlerdir. Ancak bu söylem, Peru’nun Nazca çizgileri için kullanılabilir. Erich von Däniken 1968 yılında kaleme aldığı "Tanrıların Arabaları" adlı araştırma kitabında, bu dev şekillerin uzaylı zekâsının ürünü olduğunu öne sürdü.

Maya Takviminin Büyük Döngüsü ve 2012

Maya Takviminin Büyük Döngüsü ve 2012

José Arguelles

En ilginç zamanda yaşıyoruz. Maya perspektifinden ve bir çok diğer perspektiflerden bunlar bitiş zamanları, kehanet zamanı. Hemen hemen herkes 2012 tarihini işitmiştir. Çoğu insan bu tarihi işitir ve şöyle der, “Hmm, bu Maya takviminin sonu değil mi?”
Bu basmakalıp yanıttır. Maya takvimi 2012’de sona ermez. Maya takvimi döngüler içindeki döngülerin içindeki döngülere dayanır. 2012 de olacak olan şey büyük döngünün sona ermesidir. Bazı nedenlerle 2012 tarihi diğer tarih kehanetlerinden daha çok insanların zihinlerinde ve hayallerinde kalmıştır. 2012 bir işaretleyicidir, DNA'mızdaki uyanış cağrısıdır.



Mayalar için, 2012 genelde Büyük Döngü olarak sözü edilen döngünün bitişidir. Büyük Döngü Maya takviminde 13.0.0.0.0 tarihinde başlayan 5,125 yıllık bir döngüdür. Gregorian/Julian takviminde bu tarih M.Ö. 13 Ağustos 3113'tür. O noktada ne oldu? Eğer tarih kitaplarınıza bakarsanız, çoğu Batılı tarih kitapları uygarlık tarihinin yaklaşık M.Ö. 3100 de başladığını söyler, bu Maya Long Count takviminden 13 yıl farklıdır.

Pagan Ay Bilgisi (Moon Lore)

Paganizm inancına ay’ın önemi çok büyüktür. Bu yazı dizisinde sizlerle ay hakkında paganizm inancınaki bilgilere yer vereceğim.

Bir zamanlar şunlara inanılırdı:
1. Ay’ın karanlık kısmının tanrıça Diana’nın avlandığı ormanlar ve karanlık taraflarının da açık düzlükler olduğuna inanılırdı.
2. Ay’ın döngüsünde Tanrıça’nın kadın ve erkeklerin hayatları üzerinde dündüğüne inanılırdı.
3. Ay’ın, Tanrıça’nın taktığı bir takı, yıldızların ise elbisesini süsleyen dekorlar olduğuna inanılırdı.

Ay isimleri:

Ay’ların isimleri, tanrıça’nın yılın her ayında kendini gösterdiği döneme göre değişirdi ve bunların mevsimsel özellikleri vardır. Ekim ve kasım da kış için hazırlık çabaları görülürken, aralıkta kurtların yiyecek aramak için köylere yakınlaşması görülür. Her ay’ın özelliğine göre her ay içerisinde olan dolunay’a isim verilmiştir.

Tibet Kitabının Ölüler Hakkında ki Görüşü

Tarihten önce ve asırlar boyunca Tibet ve uzakdoğu düşünürleri tarafından hazırlanmış şahane bir eserdir. Kitap ayrıntılı bir şekilde, maddesel ölümden sonra, ruh'un geçtiği çeşitli devreleri anlatıyor... Bu anlatma ise Dr.Rimon Mod'un ölüme yaklaşanların raporunda anlattığı olaylara çok benzemektedir.

Şimdi Tibet kitabın da Ruh hakkında yazılanları şöyle bir inceleyelim:

Akıl veya ruh can çekişen kimsenin vücudundan ayrılır ve ruh bir baygınlık veya şok devresine girer. Kişi kendini bir boşlukta hisseder, şuuru ise yerinde kalır. Ayrıca rahatsız edici gürültüler duyabilir veya yıldırıma benzer sesler kulağına gelebilir.

Dilsiz Kitap (Le Mutus Liber)

Le Mutus Liber iconographique Alchimie ( resim ve sembollerle anlatım ) İkonografik Simya alanında dünyada referans olarak bilinen bu eser 15 adet resim sayfasından meydana gelir. Kitapta hiçbir yazı yoktur. Onun İçin Mutus Liber ''Dilsiz Kitap'' diye adlandırılmıştır.

Sadece 1nci ve son 15nci sayfasında bir yazılı açıklama vardır.
Yazarının Altus olduğu tahmin edilmektedir. Sulat‘nın anagramı olarak. (Anagramme : bir kelimedeki harflerle başka bir kelime üretilmesine denir.) Yazarı Jacob Sulat Marez şehrinin yöneticisi olan bu şahıs XVII asırda yaşamıştır.

Ezoterizm Ve Erginleme


Türkçe’deki erginlemenin batı dillerindeki karşılığı olan İnisiyasyon/Initiation sözcüğü Latince initiare = başlamak sözcüğünden gelmektedir. Bu sözcük ise yürümek, gitmek anlamına gelen ire fiili ve içerisine anlamını katan in takısı ile alakalıdır. Türkçe’de yeni kullanılmaya başlayan erginleme sözcüğü aynı anlamı vermese de iyi bir karşılık olmaktadır. Daha önceleri karşılık olarak kullanılan tekris sözcüğü geniş bir kullanıma sahip değildir.

Pentagram Nedir - Pentagram hakkında

Pentagram, daire içindeki 5 köşeli yıldız sembolüne verilen isimdir. Majikal bir sembol olarak kullanılmasının nedeni, 4 element –toprak, hava, ateş ve su- ile bunları birleştiren ana gücü (ether/aether) betimlemesi dolayısıyladır. Bir köşesinin yukarıda kalacak şekilde çizilmesi, bu tamamlayıcı anlayışa tekabül eder. Pentacle’da; çember içindeki yıldız motifi (kozmik yumurta) insan ve evren, mikrokozmos ve makrokozmos bütünlüğünün metaforudur.

Elmayla ilişkilendirilen bir diğer pagan betimlemede, tanrıça için kutsal sayılan elma –bilgelik ağacı- ‘nın içindeki sırlardan biridir. Ceremonial çalışmalarda kullanılmasının dışında da en önemli özelliği çoğu popüler bilginin aksine pek az kişinin bildiği şekilde 5 köşeli yıldız sembolünün tıpkı güneş ve ayda olduğu gibi İştar –ki anlamı bir yerde batı diline ‘star’ olarak geçer zaten- ve Venüs ile alakalı olarak Anatanrıça’yı temsil etmesidir. 4 element+quinta essentia tamamlayıcıdır ve tanrıçanın kadim yaşam veren gücüne işaret eder, simya uygulamalarında da sembolizm bu yöndedir. Anadolu’da tanrıça Kibele’nin –Matar-ideogramı küp, mührü 5 köşeli yıldızdır.

Sembol, folklorik gelenekte Anadolu’da nazar boncuğunun sahip olduğu özellik gibi koruyucu ve negatif enerjiyi uzakta tutma anlamını taşır. İbrani geleneğinde ahdi atik’in ilk beş kitabını –torah- temsil eder ve ceremonial uygulayıcılarca “Star of Solomon” olarak da tanınır.-Yanlış olarak 6 köşeli yıldızla, hexagramla karıştırılır.- Druidlerce Tanrıçanın kutsal sembolü sayılmıştır.

Maji ve İslamiyet

Maji ve İslamiyet

Herkesin yapabileceği dua yöntemi, ki bunun dili önemlidir ama çelişkili görünen iki tarz vardır; ya duanın orjinal dili kullanılmalıdır yani temel ses titreşimleri sağlanmalıdır ama bu imkansız denecek kadar zordur çünkü duaların orjinal sesleri kulaktan öğrenilemez ancak temel öğretmenden öğrenilebilinir. Ya da, düşünce yoluyla dua edilebilir, bu da imajinasyondur. Bu farklı iki yöntem aynı noktada buluşabilir ama kolay olmaz. Duanın majikal anlamı, Majikal Güç´ün Tanrısal simgeyle elde edilebilmesidir; dünyasal amaçlarla oluşan istek, kazanılacak güçle daha gerçekçi olabilecektir; eğer günahtan söz edersek, ruhsal huzur ve doğru bir vicdani hesaplaşmadan doğacak olan affedilme yakarısı, Majikal Güç´le Tanrısal simge altında buluşabildiğinde, bilince nüfuz edecek ve rahatlatacaktır. İlk bakışta, klasik inançlarla çelişen bir durum ortaya çıkar gibidir ama bu böyle değildir; din genel olarak sosyolojik düzeyde kabul edilmiş en yüksek inançtır; Örneğin İslamiyet, matematiksel olarak ruhsal ilişkilere karşı tavır alır gibi görünür; eş düzeyde büyüyü de yasaklar ama öte yanda İslamiyet´in temelinde ve kalıcılığında Majikal Güç ana fikirdir. İslamiyet´de inanca destek olan, itikadi güçlendirecek tüm unsurlar majikaldir. Bunlar din bilgeleri ve otoriteleri tarafından perde ardında reddedilmez aksine savunulur ama perde ardında sıradan halka yer yoktur; majikal alan dinsel otorite için özerktir ve genelleştirilmemelidir. Aslında tüm dinler gibi, İslamiyet´de doğaüstü güçleri kabul eder zaten dinin ana fikri Ruhlar Alemi´nin yani bir KAT´ın dinsel olarak savunulması ve tanımlanmasıdır. İslam´ın büyüye ve büyücülere yani Majisyenliğin bir türüne karşı çıkması ortaya çıktığı dönemin politik ve sosyal gereğidir; bir peygamberi yıpratabilecek tek otorite o dönemde egemen olan, Arap Yarımadası´ndaki büyücüler ve kahinlerdiler.

Majisyen peygamberler...

Maji Sanati ve Büyü

Maji Sanati ve Büyü

İnsanlığın en eski öğretisi, hatta dinlerin ve inançların kökeni Majidir. Maji sanatı ve onun çocuğu olan büyü, her çağda varolan ve etkinliğini sürdüren bir olaydır. Anlatılara göre Maji ve büyü günümüzde de politikayı etkileyecek kadar yaygındır. Öyleyse, nedir bu Maji? Nasıl öğrenilir? Büyü gerçek midir? Ortada gezenler, gerçekten büyücü müdürler?

Eski Bir Şifa Sanatını Tekrar Keşfetmek> Pranik Tedavi

PRANiK TEDAVi


ESKİ BİR ŞİFA SANATINI TEKRAR KEŞFETMEK



Pranik Tedavi basit olduğu kadar güçlü ve etkili bir enerji şifa metodudur. Temel prensip bedenin “kendini yenileyebilme özelliğine sahib, yaşayan bir varlık olduğuna dayanıyor. İkinci temel prensip de enerjinin bir kişiden diğerine aktarılabilinmesidir. Hayat enerjisini veya gerekli enerjiyi hasta olan bölgede çoğaltıldığında iyileşme süreci de hızlandırılabilir.



Geleneksel Moğol Tıbbı

Moğol Tıbbı

Moğol tıbbının genel durumu
Moğol tıbbı Moğol milliyetinin uzun zamandır devam eden tedavi pratiğinde oluşan ve geliştirilen geleneksel tıp sisteminden biridir. Eski geçmişe ve zengin kuramsal yapıya sahip olan Moğol tıbbı, hem Moğol halkının hastalıklarla mücadelede topladığı tecrübelere ve zekâya dayanan, hem de belirgin milli ve bölgesel özellikleri taşıyan tıp bilimidir. Hastalıkların tedavisinde az miktarda ilaç kullanılması, verimlilik, ucuzluk ve kolaylık gibi özellikleri vardır.

Atatürk ve Mu Kıtası

ATATÜRK VE MU



Batik Uygarliklari yakindan inceledigimizde, dünya tarihine baska bir gözle bakmayi ögrenebiliriz.
Batik kita Mu'nun kesfedilmesiyle birlikte insanligin ve dünyamizin tarihine daha farkli bir gözle bakmak zorunda kaliyoruz. Geçmisimizin ya da dünyamiz üzerinde yasamis olan uygarliklarin, bilinenden çok daha eski oldugunu ve bu uygarliklarin; gelismislik düzeyi, kullandigi esyalar vs.

Tıbbi Çigong: Sağaltım Yöntemi Olarak Çigong

"Işığı Toplama", C.G.Jung ve Richard Wilhelm'in yazdığı "Altın Çiçeğin Gizi" kitabındaki Taoist meditasyon uygulaması

Çigong, Çin'de 1989 yılından bu yana tıbbı tedavi yöntemi olarak resmi kabul görmüş ve çoğu üniversitenin de müfredatına alınmıştır. 1996 yılında ise Çin hükümeti tarafından Ulusal Sağlık Planı'nın bir parçası olarak ele alınmıştır.
Tıbbi Çigong'un şu üç alanda uygulanmaktadır: 1. Bedenin sağlık durumunu korumak için fiziksel terapi ve belirli rahatsızlıkların tedavisi 2. Stres yönetimi ve gevşeme teknikleri 3. Harici Çi Sağaltımı (Çin Terapötik Dokunuşu olarak da adlandırılır)

Gizli Sırlar Öğretisi

Gizli Sırlar Öğretisi

“İnsan egosunun esiridir. Bu esaretten kurtulmadan özgürleşemez. Bunu gerçekleştirebilmek için fazlalıkların terkedilmesi gerekir.”

“Evrende her şey bildiğimiz ve bilemediğimiz belirli kurallar dahilinde gerçekleşmektedir. Bunlar bazen üstün sezgilerle bazen de bu bilgiyi bilen bir kişiden öğrenilebilir. Bu öğrenmiş olduğunuz bilgiyi, güvendiğiniz bir başkasına söylüyorsunuz. Böylece o kişi de, sizinle birlikte bazı sırları muhafaza eden kişi durumuna geçiyor. Bunu sizden sonra gelecek kuşaklara da nakletmek istiyorsunuz. İşte böylelikle gelenek oluşmaya başlıyor.
Aktarılan bu bilgiyle birlikte aslında bir enerjinin de aktarımı söz konusudur. Çünkü her bir bilginin kendine özgü bir tesir alanı yani enerjisi vardır. Örneğin Mevleviler’in sema sırasında bir ellerinin yukarıya açık olması buna karşılık diğer ellerinin yere dönük olması tesirin nakledilme mecburiyetini sembolize eder.”

“ Tüm dinler aynı gerçekleri farklı bir üslupla insanlara anlatmaktadırlar. Dinlerin içerdikleri bilgiler sembollerle aktarılmıştır. Bu semboller çözülmeden dinlerin mecazi dili çözülemez.”

İnsanlığın en Eski Öğretisi Maji, Maji Nedir?



Maji nedir?

İnsanlığın en eski öğretisi, hatta dinlerin ve inançların kökeni Majidir. Maji sanatı ve onun çocuğu olan büyü, her çağda varolan ve etkinliğini sürdüren bir olaydır. Anlatılara göre Maji ve büyü günümüzde de politikayı etkileyecek kadar yaygındır. Öyleyse, nedir bu Maji? Nasıl öğrenilir? Büyü gerçek midir? Ortada gezenler, gerçekten büyücü müdürler?

Kelime anlamında Maji´nin Türkçe karşılığı yoktur; en yakın yaklaşım sihir olarak belki düşünülebilir; büyü sözcüğü ise genelde Maji´nin karşılığı sanılır ama sadece sözlük karşılığıdır. Demek ki,

Tütsü Kültürü - Tütsünün Kültür Tarihi

Güzel bir koku duymak herkesi memnun eder, temizliğin en önemli unsurlarından biri de güzel kokmaktır. Güzel kokan bir eve her zaman gitmek istersiniz, güzel kokan insanların yanında bulunmak hoşunuza gider. Tütsüyü evimizde güzel bir hava yaratmak ve sigara kokusu gibi kokuları örtmek için kullanıyoruz. Çoğumuzun uzak doğudan geldiğini düşündüğümüz bu güzel kokulu çubukların tarihi aslında çok eskilere uzanıyor ve neredeyse tüm kültürlerin tarihlerinde mevcut. Yani insanlığın başlangıcı, güzel koku peşine düşme serüveninin de başlangıcı sayılabilir *.Hatta İncil ve Gılgamış Destanı’nda bile tütsünün adı geçiyor. Arabistan’dan Mısır’a gelen esanslarla ilk tütsülerin Mısırlılar tarafından yapılmış olabileceği tahmin ediliyor. Firavunlar da dini törenlerinde güzel bir koku yaymak için olduğu kadar kötü ruhları uzaklaştırmak için tütsüleri kullanıyorlardı. Ayrıca tedavi amaçlı da kullanıldığı biliniyor.
Babilliler ve İsrailliler de M.Ö. 5. Yüzyılda tütsüyü kötü ruhları uzaklaştırmak amacıyla kullanıyorlardı. Buradan Yunanistan, Roma ve Hindistan’a yayılan tütsü hala Hindular ve Budistler tarafından dini törenlerde ve festivallerde kullanılmaya devam ediyor*.
Japonların da Koh-Do dediği ve ruhani aydınlanmada büyük bir yer ayırdıkları tütsü, ABD’de ve tüm dünyada tanınmaya başlandıktan sonra bir popüler kültür öğesi haline geldi. İnsanlar tütsünün yaydığı rahatlatıcı koku dışında ruha da hitap ettiğini, huzur duygusu uyandırdığını düşünüyorlar. Bu yönden tütsü ilk kullanıldığı zamanlardaki ruhani özelliğini koruyor. Bir yandan da modern hayatın bir parçası olmuş durumda, yani artık ritüellerde değil de, işyerlerinde, evlerde, misafir ağırlarken vb. amaçlarla kullanılıyor. Hatta hiç yakmayıp evinin muhtelif yerlerine yerleştirenler de var. En popüler-beğenilen tütsü türleri (yani şu an ilk aklıma gelenler) sandal ağacı, hinditan cevizi, vanilya, paçuli, amber, yasemin, lavanta ve yılang yılang. Hepsinin kendine ait bir anlamı olduğuna inanılıyor*.



Kimisi tütsüleri çok seviyor, kimi de hiç haz etmiyor. Eski dinlerde tütsülerin kötü ruhlarına kovduğunda inanılırken, günümüzde tütsü yakmanın eve cin getireceğine inananlar da mevcut. Tabii ki çoğu konuda olduğu gibi bir şeyin nasıl olduğuna inanırsanız o, inandığınız şeydir. İsterseniz sıradan bir çubuk, güzel bir koku, isterseniz bir meditasyon aracı, şans getiren, şeytan kovucu, ya da tam tersi bir şeytanlık aracı.

Bir Şifa Yöntemi - Inkaların Şamanizmi



Bu yazida size, Dr. Alberto Villoldo'nun gun isigina cikardigi Peru Inka uygarligindan gunumuze kadar gelebilen bir sifa yonteminden bahsedecegim. Saman inanciyla ilgilenenlerin ilgisini cekecektir.

Kiropratik Nedir?

KİROPRATİK
Omurga ve sinir sisteminin (ilâçsız ve ameliyatsız) sağlığının korunması için tümüyle ellerle yapılan bir tedavi şeklidir.
Kiropraktik, gerçekte oldukça eski bir uygulamadır. Eski Mısır yazıtlarında kiropraktik tekniklerinin açıklamalarına rastlanmaktadır. Eski Hint, Çin, Babil ve Asur medeniyetlerinde de elle tedaviler uygulanmıştır. Teknik daha sonra unutulmuş ve ortadan kaybolmuştur.
Günümüzde ortaya çıkışı ise, Kanadalı Dr. Daniel David Palmer'in çalışmalarıyla olmuştur. İlk başarısını, kapıcısı Harvey Lilliard'ın sağırlığını boyun omurgasını elle düzelterek elde etmiş, bu ve bunu izleyen başarılarla cesaretlenen Palmer, bu tür tedavilerin anatomik ve fizyolojik temellerini daha derinlemesine inceleyerek bunlardan, kısa zamanda kiropraktik dediğimiz bir felsefe ve tedavi şekli ortaya çıkarmıştır. Palmer'den sonra kiropraktik hızla yayılmıştır. Bugün ABD, Kanada, Almanya, Fransa, Avusturalya, Yeni Zelanda, Danimarka, İsveç ve Norveç'de uygulanmaktadır. Kiropraktik dünyada en yaygın olarak tanınan ve yasallaştırılan bir alternatif tıp metodudur.
Nedir?

Reiki, Biyo Enerji, Çigong, Şamanik Şifa Çemberi

Reiki, Biyo Enerji, Çigong, Şamanik Şifa Çemberi



"Yalnızca bugünlük endişelenme. Yalnızca bugünlük öfkelenme. Anne-babana, öğretmenlerine ve büyüklerine saygı göster. Geçimini dürüst yollardan sağla. Her canlıya minnet duy."

Bu prensipler, Uzakdoğu'nun kökeni binlerce yıl ön-cesine dayanan, kendini ve başkalarını elle iyileştirme tekniği reiki'nin. Reiki, iç enerji sistemimizi dengeleyerek, temizleyip yenileyerek, mutlu ve sağlıklı insanlar olmamızı sağlayan bir şifa yöntemi. Reiki eğitimini Japonya'da almış olan reiki-master Petek Kitamura, aslen Japonca bir sözcük olan reiki'nin evrensel yaşam enerjisi anlamına geldiğini söylüyor. Reiki'den sonraki şifa verme aşamalarının da eğitimini almış olan Petek Kitamura, kolayca öğrenilebilen ve uygulanan reiki'nin, kişiyi hem ruhsal, hem bedensel, hem de zihinsel olarak arındırdığım, hatta hastalıklardan kurtararak tamamen sağlıklı hale getirdiğini belirtiyor.

Kitamura'dan

Spiritüel Çağda Kendini Yenileme Yöntemleri

Spiritüel Çağda Kendini Yenileme Yöntemleri



İnsanlık benliğini keşfediyor. İç huzurunu arıyor. Yogadan meditasyona, aromaterapiden ayurvedaya, taşlar ve bitkilerle şifadan enerji dengeleme tekniklerine kadar binlerce yıllık pek çok metod yeniden hayat buluyor.

Herkeste bir hareket, enerjilerde bir tazelik var. Dünya kabuk değiştiriyor. 0-2000 yılları arasında Balık buramda dönen bu kadim gezegen, 2000 yıllık döngülerle gerçekleştirdiği burç değiştirme aşamalarından birinin daha eşiğinden atladı. Şu an hep birlikte Kova burcuna geçiş yapıyoruz. 1975'te başlayan geçiş 2025'te tamamlanacak. Bazılarımızın tanık olduğu gibi 1975'le birlikte dünya

Şifa Objeleri ve Etkileri

Kozmosta milyonlarca yıllık kadim tecrübesi bulunan dünya, insanlığın ruhsal, zihinsel ve bedensel olarak sağlıklı kalması için binlerce hediye sunuyor.

Hastalandığınız zaman da çareleri hazır. Taşlar, bitkiler, kokular ve yağlarla hazırlanan şifa yöntemleri kullanılmayı bekliyor.

Şifalı bitkiler

Güzellik ürünleri, masaj yağları, saç bakım kürleri, banyo kokuları, aromaterapi yağları, macunlar, distile sular, uzun yaşam iksirleri, düzenli ve bilinçli uygulanması halinde insan ömrünü yıllarca artıran gizemli formüller. Papatyalar, fesleğenler, lavantalar, kekikler... Dünyanın florasında tedavi amacıyla kullanılan 32 bin tane bitki var. Bunların 10 bini ülkemizre kayıt altında. Beş bin tanesi de araştırılıyor. Özellikle Kazdağı taraflarında daha adı bile konmamış bitkiler bulunuyor.

Bitkiler, tam da "şifalı" nitelemesini hak eder şekilde neredeyse hemen her tür hastalığa iyi geliyorlar. Sadece nerede hangi bitkiyi kullanacağınızı, bitkilerin birbirleriyle olumlu ya da olumsuz etkileşimlerini, yararları kadar tehlikelerini de bilmek kaydıyla. Ecem&Furkan Doğal Ürünler şirketinin sahibi Ayhan Ercan, bu alanda ülkemizin en yetkin isimlerinden biri. Binlerce yıldır uygulanan bitkilerle şifa yönteminin bu çağda yeniden popüler olmasına şaşırmayanlardan o. "Çevremizdeki bitkiler, modern tıbba yardımcı olarak tüm beyin rahatsızlıklarından alzheimer'a, yüz felcinden tıkalı beyin damarlarına, astımdan bronşite, zayıflamadan guatr'a, şeker hastalığından tansiyona, grip nezle gibi bağışıklık sisteminin düşük olması nedeniyle ortaya çıkan hastalıklardan romatizmaya, kanserin pek çok türünden tüm iltihaplı hastalıklara yardımcı ürünler" diyor. Bunlar tedavide ya da sağlıklı bir yaşam sürmede işe yarıyorlar. Çünkü yapısıyla oynanmamış, yaratıldığı gibi olan doğal ürünler, bedende toksik birikim yapmıyorlar.

Kayıp Uygarlıklar ve Kadim Bilgeliğe Giriş

Kayıp Uygarlıklar ve Kadim Bilgeliğe Giriş

Kayıp Uygarlıklar-Kayıp Öğretiler ve Kadim Bilgelik insanlık tarihinin gizli kalmış, kaybolmuş gerçek tarihlerinin bizlere uzantısıdır. Günümüz insanının oluşumuna neden olan temel tradisyonel bilgileri aldığımız bu kayıp uygarlıklar ve öğretiler, insanlık tarihinde her zaman belli dönemeç noktalarında yeniden ortaya çıkarlar ve ezoterik bir bakış açısı sunarlar.


Tarihin en eski dönemlerinden günümüze değin gezegene yön vermiş belli başlı uygarlıkları ve bu uygarlıkların simgesi haline gelen öğretilerini araştırmak, tüm bu uygarlıklar/öğretiler arasındaki bağlantıları kurmak, ortak sembolleri göstermek gerektiğine inandık.
Bu bölümümüzde, Mu ve Atlantis uygarlıklarından başlayarak, Aztek, İnka, Maya, Asur, Sümer, Babil gibi dünyanın çok çeşitli bölgelerinde ortaya çıkan ve ortak bir ezoterik bilginin değişik sembollerle anlatımı izlenimi veren; Kuzey ve Güney Amerika, Atlantis, Batı Avrupa, Mısır, Babil, Uygur ve Anadolu uygarlıklarının kökenleriyle ilgili çarpıcı tarihsel izleri araştıracak, insanlığın ilk yurdu olan Mu’dan kalma bazı anahtar sembollerin yorumlarına ineceğiz.

Kadim Bilgelik ve Kayıp Uygarlıkların Kökeni

Kadim Bilgelik ve Kayıp Uygarlıkların Kökeni

Aztek, İnka, Maya, Mısır, Paskalya, Uygur, Tibet, Anadolu uygarlıkları arasındaki benzerlikler ve eserler bu kültürün tek bir kaynaktan çıkıp tüm dünyaya yayılmış olduğunu düşündürmektedir. Bu kültür Güneş İmparatorluğu Mu’nun kültürüdür.
Özellikle son yüzyıla bakacak olursak neredeyse bütün önemli adımların bu süreçte yapıldığını ve gelişimin çok daha hızlı artarak ilerlediğini görüyoruz. O zaman insanoğlunun sadece günümüzün uygarlığını yaratmış olduğunu düşünmek bencillik olmuyor mu? Bu soruların yanıtlarını belki de günümüz uygarlığının temel taşlarının çok daha eskilerde atıldığı varsayımıyla açıklamak mümkün olacaktır. İnsanlığın karanlık ve yok olan bir tarihinde yaşayan uygarlıklar izlerini, gizemli mesajlarının seslerini, okyanusun derinliklerinden bizlere ulaştırmaya çalışıyor olmasın sakın?
Churchward’ın yaptığı araştırmalar bundan 70.000 yıl belki de daha eskiye dayanan ve bugünkü dünyasal konumu itibariyle Pasifik Okyanusu’nu kaplayan bir kıtadan bahsedilir. Bu ana kıtaya Mu adı verilmişti. Mu bir rahip kral tarafından yönetilmekte kendisine "Ra Mu" denilmekteydi. Mu’nun sembolü tek tanrıyı temsil eden Ra yani Güneş'ti. Ra adı Maya, İnka, Mısır ve Eski Hindistan’da kullanılmıştır. Bu bilgi bile uygarlıkların kökenindeki ortak alanı göstermektedir. Mu hakkında çok şey söylenebilir. Tabletlerden aldığımız bilgilere göre Mu Uygarlığı en az 3 kez tufan felaketi ile sarsılmış. Ana kıtanın batacağını anlayan bazı rahip ve bilgeler, Orta Asya (Gobi Çölü civarı) ve Atlantik Okyanusu’nun bulunduğu yerlere göç etmiş ve buralarda Uygur ve Atlantis Uygarlıklarını oluşturmuştur. Uygurlar da Türkler’in ilk ataları kabul edilir. Atatürk’ün Mu Uygarlığı ile ilgili araştırmalarının temel nedeni Türkler’in kökenini aramaktı.

13 Mart 2011 Pazar

Kuzukulağı Hakkında Bilgiler

Kuzukulağı Hakkında Bilgiler, Kuzukulağı Nedir, Kuzukulağının Sağlığa Faydaları, Kuzukulağının Faydası, Kuzukulağının Faydaları, Kuzukulağı nelere iyi gelir, Kuzukulağı Neye İyi Gelir, Kuzukulağının Yararları,

Karabuğdaygiller familyasından; nemli kırlarda yetişen, genellikle bir kaç yıl yaşayan, yeşil veya firfiri renkte orsu bir bitki cinsidir. Yaprakları hafifçe kabarık ve geniştir. Meyveleri üç köşeli veya yassıdır. Yurdumuzda yetişen türleri; Labada, büyük kuzukulağı, küçük kuzukulağı gibi çeşitleridir. Ev ilaçlarında büyük ve küçük kuzukulağının yaprakları kullanılır.
Kuzukulağının Faydaları
Yaprakları ile salata yapılıp, yenir. İdrar söktürür. Mide şişkinliğini giderir. Egzamalar üzerine kompress yapılır. Romatizmalılar, böbreklerinden hasta olanlar, yememelidir.

Kimyon Nedir, Kimyon Hakkında Bilgiler

Kimyon Nedir, Kimyon Hakkında Bilgiler, Kimyonun Sağlığa Faydaları, Kimyonun Faydası, Kimyon Neye İyi Gelir, Kimyonun Yararları, Kimyon nasıl kullanılır
Kimyon bitkisi Maydanozgiller familyasındandır. Mayıs ile Haziran aylarında bayez veya pembemsi çiçekler açan, 15 – 20 cm boyunda, bir yıllık otsu bir bitkidir. Anavatanı Mısır’dır. Yaprakları dar ince şeritler halinde parçalıdır. Çiçekleri 3-5 saplı şemsiye durumundadır. Meyveleri ovaldir. İçeriğinde, reçine, sabit ve uçucu yağlar vardır. Keskin, hoş kokuludur. Tohumları baharat olarak kullanılır.
Kimyonun Faydaları Nelerdir?
İştah açar. Hazımsızlığı giderir. Mide ve bağırsaklarda gaz birikmesini önler. Birikmiş gazı söktürür. Hava yutmayı önler. Sinirleri yatıştırır. Sinirsel başdönmelerini keser. Anne sütünü artırır. Aybaşı kanamalarının düzenli olmasını sağlar. İdrar söktürür. Yüksek tansiyonu düşürür. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardımcı olur. Romatizma ve şişmanlıkta faydalıdır. Hamileler kullanmamalıdır.

Nar Suyunun Faydaları Nelerdir, Nar Suyunun Yararları ve Kullanımı


Nar, özellikle içerdiği antioksidanlar sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirerek pek çok hastalıktan korur.
İçerdiği bazı maddeler sayesinde kolesterol ve şekeri de dengeleyen nar, kalp sağlığını koruduğu gibi, kanser hücrelerinin de gelişmesini engellemektedir. Nar tanelerinden ziyade, tüm meyveden üretilen nar suyunun kırmızı şarap ve yeşil çaya nazaran üç kat daha güçlü antioksidan etkiye sahip olduğu bulunmuştur.
Meyve kabuğu alkaloit, tanen ve glikozitler içerir. İshal kesici ve kurt düşürücü özelliği vardır. Kanlı ishalde kullanılır. Meyve kabuğu ekstresinin güçlü virüs ve mikrop öldürücü özelliği de vardır. Cilt üzerinde enfeksiyon ve yara iyileştirici etki de gösterir. Meyve kabuğu tanenlerinin antioksidan ve anti-tümör etkileri de bilinmektedir.

Kefir Nedir, Kefirin Faydaları, Kefirin Yararları, Kefir Nasıl Yapılır

Kefir Nedir, Kefirin Faydaları, Kefirin Yararları, Kefir Nasıl Yapılır,Kefirin Sağlığa Etkileri
Kefir, kefir taneleriyle elde edilen Kafkas orjinli etilalkol ve laktik asit fermantasyonlarının bir arada oluştuğu tarihi geçmişi olan bir süt içeceğidir.
Kefir çok karışık mikrobiyolojik yapıya sahiptir. Boyutları 0,5-3 cm arsasında değişir ve fındık yada buğday tanesi büyüklüğünde beyaz, beyaz-sarı arasında renklerde küçük karnabahar veya patlamış mısır görünümündedir.
İnsanlar kendi hücrelerinin 10 katı sayıdaki (100 trilyon) faydalı bağırsak mikrobu ile ortak bir yaşam sürdürmektedir. Faydalı bağırsak mikropları (probiyotikler) çeşitli yararlarının yanında dış ortamdan gelen zehirli maddelerin kana geçmesini engelleyen koruyucu bir bağırsak tabakası oluştururlar. Bağırsaktaki sağlıklı mikrop dengesinin, zararlı mikroplar lehine değişmesi, yani bağırsaktaki mükemmel dengenin bozulması çok sayıda ivegen ve müzmin hastalığa yol açar.
Son yıllarda rafine gıdaların tüketimindeki artışa paralel olarak, turşu, kefir, boza, çeşitli salamuralar gibi geleneksel fermantasyon gıdalarının az tüketilmesi, süt ve yoğurt gibi fazla tüketilenlerin ise ekşimesin ya da kesmesin diye pastörize edilmesi ya da antibiyotik katılması vücudumuzun mükemmel probiyotik dengesini alt üst etmiştir.
Kefir nasıl yapılır?

Kefir Ve Çocuklara Faydaları

Kefirin Önemli Faydaları, Kefirin İnsan Sağlığı İçin Faydaları, Okul Çağı Çocukları İçin Kefir Faydaları
Kefir ve ev yoğurdu bağışıklık sistemini güçlendirip alerji oluşumunu önlüyor ve vücuttaki mikropların çoğalmasına engel oluyor. Özellikle okula giden çocuklarımız için kefir harika bir yiyecek.
Sağlıklı olmanın ve hastalıklardan uzak kalmanın en önemli yollarından biri doğru beslenme… Özellikle okul çağındaki çocuklarımızı hastalıklardan korumak için onların doğru beslenmelerini sağlamamız gerekiyor.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Emin Mindan, çocukların sağlık açısından çok yararlı olan bazı gıdaları yeterince tüketmediğini söylüyor. Bu gıdaların başında kefirin geldiğini belirten Dr. Mindan, “Kefirin sağlıklı bağırsak florası için gerekli olan en önemli gıda olduğu unutulmamalı” diyor. Dr. Emin Mindan’ın kefirin özelliklerini ve faydalarını anlatıyor:
Atalarımız sütün iyi sindirilmediğini bundan binlerce yıl önce anlamışlar ve sütün içine iki probiyotik ilave ederek yoğurt yapmışlar. Kolay sindirilen bir besin olan yoğurt da çocuklar için çok önemli bir protein ve probiyotik kaynağıdır. Ancak, bu yararlı özellikler sadece ev yoğurdunda bulunuyor. Normalde yoğurttaki probiyotikler çoğalmaz. Ama evde yapılan kefirde 77 adet yararlı probiyotik bulunuyor. Kefir bağırsaklarımızda bulunan 400 çeşit probiyotiğin çoğalmasına yardım eder. Bu nedenle de, günlük pastörize sütü evde kefir veya yoğurt yapımında kullanılmalıdır.
Kefirin faydaları
* Kefir bağışıklık sistemini güçlendirip sindirime yardımcı oluyor. Bağırsaktan zararlı maddelerin geçişini de önlüyor.
* Kefir, ayrıca vitamin üretimi yapar, alerjik hastalıkları engeller, otizm bulgularını hafifletir ve bağırsak geçirgenliğini azaltıp böbrek taşlarına engel oluyor.
* Yararları saymakla bitmeyecek kadar çok olan kefirin yaşlanmayı geciktirdiği, idrar yolları iltihaplarını önlediği ve depresyonu hafiflettiği de biliniyor.

Zerdeçal beyin hücrelerini yeniliyor

Amerikalı bilim adamları, kanserden karaciğer hastalıklarına kadar birçok rahatsızlığa karşı etkili olduğu düşünülen zerdeçalın, diğer adıyla Hint safranının inme geçiren hastalara da umut olabileceğini ortaya koydu.
İtalyan La Stampa gazetesinde çıkan habere göre, Los Angeles'taki Cedars-Sinai Tıp Merkezinde görev yapan bir grup bilim adamı, Hint safranının içinde bulunan kurkumin adlı pigmentin inme geçiren hastaların beyin hücrelerinin yenilenmesinde etkili olabileceğini gözlemledi.

Reflü - Reflü İçin Şifalı Bitkiler


Reflü nedir?
Stres, acelecilik, psikolojik sıkıntılar, aşırı nikotin veya alkol tüketimi, yanlış beslenme, bazen kaynağı belli olmayan şikâyetler bunların hepsi midenin dengesinin bozulmasına neden olabilmektedir. Sonuçta mide yanmaları, mide ekşimesi, mideye baskı, mide ağrıları gibi birçok problem ortaya çıkmaktadır.
Mide reflüsü olarak da bilinen Gastro Özafagial Reflü hastalığı mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıdır. Göğüs ağrısı ve yutma güçlüğü bilinen en yaygın belirtileridir. Reflü olan kişide yemekten 30 – 60 dakika sonra oluşan ve uzanıp yatmakla başlayan veya artan yanma belirtileri görülür. Ayrıca tükrük salgısında artış, yutma güçlüğü ve yutma sonrası ağrı duyulması, kusmayla kan gelmesi, dışkının siyah gelmesi ve demir eksikliği anemisi görülebilir.
Fazla kilolu kişilerin büyük kısmında mide yakınmaları ve reflü şikâyeti olabilmektedir. Yapılan bazı çalışmalarda sık yağlı besin tüketiminin kilo almayı artırdığı ve beraberinde reflü oluşumuna neden olabileceği belirtilmiştir.
Reflü şikayetini hafifletmek için;

Siyatik ve Siyatik İçin Şifalı Bitkiler

Siyatik siyatik
Üst bacağın arka kısmı, arka bacağın dış tarafı ve siyatik siniri boyunca yayılan ağrıya siyatik denir. Ağrı, bazen birdenbire gelir. Bazen de yavaş yavaş ilerler. Otururken, kalkarken, uzanırken hareketler zorlukla yapılır. Belkemiğinin aşağı bölgesi, hassastır. Ağrılar yürürken, öksürürken ve gerinirken daha da artar. Halk arasında sinir romatizması da denir. Nedeni, omurlar arasında kıkırdak disklerin yerinden oynaması, yani disk kayması, omurganın alt bölümünün iltihaplanmış veya zedelenmiş olması, dizkapağı iltihabı veya sinir iltihabıdır. Tedavinin ilk şartı yatak istirahatidir. Ayrıca yatak altına kalın bir tahta koymalı, iki yastıktan fazla da yastık kullanmamalıdır.

baldıran ( ağuotu)
Nemli yerlerde yetişen, 1-2 metre boyunda zehirli bir bitkidir.Ev ilaçlarında kullanılmaz.Tıpta, özellikle dişçilik alanında kullanılır.Ağrı kesici, spazm giderici ve siyatik, tetanoz ile epilepsi hastalıklarinin tedavisinde kullanılır.
turp
Böbreklerdeki mikropları öldürür. Kum ve taşların dökülmesine yardımcı olur. Karaciğer şişliğini indirir. Sarılıkta faydalıdır. Safra taşlarının düşürülmesine yardımcıdır. Romatizma, siyatik astım ve bronşite faydalıdır.

Siğillere bitkisel çözüm

Siğil tedavisi için bitkisel siğil kürü formülü ve bitkisel tedavi yolları.. Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu siğil tedavisi için tavsiye ettiği sivil kürleri tarifleri.. “Siğil nasıl geçer ve nasıl yok edilir” merak ediyorsanız işte Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu’nun faydalı kür tarifleri..
Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu siğil kürü formülü 1
Söğüt yaprağı tahta havanda ezilirek ya da parmaklarla kırarak iyice ezilir. Bu siğil kürü siğillerin üzerine, tam kapatacak biçimde, konulup 30 dakika kadar bekletilir. Bu kür 1 hafta boyunca 3-4 defa tekrar edilir. Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu bu kürü uygulayan hastaların, ilk günlerden itibaren, siğillerinin küçülmesini farkettiklerini belirtiyor.
Bitkisel siğil tedavisi: Siğil kürü 2
Taze sütleğen isimli bitkinin yaprağından çıkarılan süt siğillerin üzerlerine damlatılır. Söğüt yaprağı kürü gibi, bu kür de, 1 hafta içinde 3-4 defa tekrar edilir.
Dikkat: Sütleğen bitkisinin sütü zehirli olduğu için çocuklardan uzak tutulmalı ve kesinlikle ağız yolu ile alınmamalıdır!

Hindistan cevizinin ve çam fıstığının faydaları


Hindistan cevizinin ve çam fıstığının faydaları...
KÜÇÜK HİNDİSTAN CEVİZİ
Küçük Hindistan cevizi, birbiri üzerine konmuş, kat kat olmuş, sertleşmiş, kurumuş, sarı ve kırmızımsı renkli yapraklara benzer; ağaç kabuğuna ve oduna benzer bir yapıdadır. Dili dalayıcı ve büzücü bir tadı vardır. Hint biberi gibi keskin lezzettedir. Çin’de yetişir. İbn-i Miskeveyh, onun Hindistan cevizi kabukları olduğunu söylemiştir. Mesih ise, küçük Hindistan cevizinin narmüşke (Hint narı) benzediğini, hatta ondan daha iyi olduğunu söylemiştir.


Hindistan Cevizinin Faydaları

Zinde kalmak için zeytin tüketin

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Musa Özcan, içerisinde çok sayıda yararlı madde ile A, D, E ve K vitaminleri bulunan zeytinin tüketilmesi halinde, daha sağlıklı ve dinamik kalınabileceğini bildirdi.
Sağlıklı Yaşam
Prof. Dr. Özcan, sofraların baş tacı olan zeytinin hem katı hem de fonksiyonel bileşiklerinden dolayı bir sağlık kaynağı olduğunu belirtti. Zeytinin, içerdiği fonksiyonel yararlı maddelerin yanı sıra yağından dolayı A, D, E ve K vitaminleri açısından da çok zengin olduğunu ifade eden Özcan, kahvaltıların kaçınılmaz çeşnilerinden biri olan zeytinin özellikle yağının oleik asidinden dolayı adeta sağlık kaynağı olduğunu bildirdi.
Bu nedenle hiçbir zararı bulunmayan zeytinin sofralardan eksik edilmemesi gerektiğini vurgulayan Özcan, şunları kaydetti:
''Zeytinde, zeytin ve zeytinyağına has bir bileşik olan, acılık hissi veren oleuropein maddesi de bulunmaktadır. Zeytinde buruk, acı ve yakıcı tat hissinden sorumlu olan fenolik bileşikler, zeytinin duyusal özelliklerinin oluşmasına katkıda bulunuyor. Zeytinde oleuropein, tyrozol gibi çok sayıda fenolik bileşikler bulunur. Zeytinin içerdiği D vitamini kemiklerin gelişmesinde önemli rol almaktadır. Bu nedenle özellikle gelişme çağındaki, ilkokul çağındaki çocuklar zeytini düzenli şekilde tüketmeli. Sabah sofralarımızın vazgeçilmezlerinden olan zeytin, içerdiği fenolik maddeler nedeniyle daha sağlıklı ve dinamik olmamızı sağlamaktadır.''

Zeytin ve Zeytinyağı

Zeytin ve Zeytinyağı










Nuh Peygamberin gemisinden uçurduğu güvercinin, ağzında taşıdığı zeytin dalı ile dönmesi dünya insanları için barışın simgesi olmuştur.















Barışın simgesi olan zeytinin M.Ö. 6000’li yıllardan beri üretildiği bilinmektedir. Akdeniz Uygarlığının beslenme yapısını olduğu kadar ticari hayatında da oldukça önemli yer edinen bu ürünün anavatanının Güneydoğu Anadolu toprakları olduğu kabul edilmektedir. Bu topraklardan doğan zeytin Batı Anadolu’dan Güney ve Kuzey Amerika’ya kadar uzanmıştır.





9 Mart 2011 Çarşamba

ABD'li model ve oyuncu Carmen Electra, yoga konusundaki ustalığını kanıtladı. İlk kez Playboy dergisine verdiği pozlarla tanınan, 'Sahil Güvenlik' dizisiyle ününü pekiştiren ve Beyaz Show'un konuğu olarak Türkiye'ye gelen 39 yaşındaki yıldız, bu fotoğraflarla formunu başarıyla koruduğunu kanıtlıyor.







Carmen Electra'dan yoga dersleri








Carmen Electra'dan yoga dersleri





8 Mart 2011 Salı

Menopoz stresine karşı yürüyüş

İngiliz bilim insanları ilerleyen yaşlarda kadınların korkulu rüyası olan menopozun etkilerinin üstesinden nasıl gelinebileceğine dair bir liste hazırladı.

Haberde uygun beslenme, yeterli egzersiz ve stresle baş etme gibi basit teknikler sayesinde menopozun depresyon, konsantrasyon ve hafızada zayıflık, yüksek ateş, gece terlemesi, sürekli idrara çıkma gibi etkilerinin azaltılabileceği kaydedildi.

Listede menopoz sürecindeki kadınlardan haftada 5 gün ve günde 40 dakika düzenli yürüyüş yapanların diğerlerine oran daha az stresli olduğu da belirtildi.

Sık ateş basmasının önüne geçilmek için de kadınların ateşleri yükseldiği anları kaydetmeleri tavsiye edildi.

Karınca Yumurtası Yağı Nasıl Kullanılır ? Kimler Kullanabilir ?

Nasıl Kullanılmalıdır :
Tüylü olan bölge klasik (ağda cımbız epilasyon vb. gibi) yöntemlerle tüylerden kökünden arındırıldıktan sonra karınca yumurtası yağını tüylerden temizlenen bölgeye;
deriye iyice yedirecek şekilde 5-10 dk masaj yaparak sürülür. Her seanstan sonra bu işlem 4-5 geceleri yatmadan önce yapılır.
Tüyler alındıkdan sonra cildiniz tahriş olduysa duş alarak veya tahriş olan bölgeyi soğuk suyla yıkayarak bir süre cildin dinlenmesini bekleyip daha sonra yağı uygulayın. Unutmayın yağ tüyler kökünden alındıktan sonra masaj yaparak sürülür ve bu işlemi etkili olması için tüyler yeniden çıkana kadar bekleyip işlemi yeniden tekrarlanır.
Tüylerde ilk ayda belirgin bir azalma görülür. Daha sonraki aylarda tüyler tamamen yok olur.
Ek Bilgi :
Tala Karınca Yumurtası Yağı İran’dan getirilmiş. Tala’nın hiçbir yan etkisi yoktur doğal karınca yumurtası yağı içerir bu nedenle yüzünüz dahil vücudunuzun en hassas bölgelerinde bile kullanabilirsiniz. Yüzünüzdeki tüylerden bir şişe karınca yumurtası yağı ile kurtulmanız mümkün.

6 Mart 2011 Pazar

El yapımı, organik sarımsak sabununun şifası

Sarımsak suyundan sabun

El yapımı, organik ''sarımsak sabunu''nun, saç dökülmesi, kepek ve saç kırılmalarına karşı etkili olduğu olduğu bildirildi.
Kimyasal katkı içermeyen, iki bin derecede kaynatıldıktan sonra tahta kalıplarda iple şekil verilen organik sabunların, çok sayıda rahatsızlığa iyi geldiği belirtiliyor. Konya'da organik sabunların satışını yapan firmanın sahibi Ayşe Aktepe, çeşitli bitki özlerinden, yoğun bir emekle üretilen organik sabunların, hiçbir kimyasal madde içermediğini söyledi.
Tahta kalıplarda iple şekil verilen sabunların birçoğunun içinde, doğallığın bir göstergesi olarak, üretildiği bitkiden kalıntıların bulunduğunu ifade eden Aktepe, 50'ye yakın çeşidi olan bu ürünlerden sarımsak sabununa ilginin beklenilenin üzerinde olduğunu vurguladı. Sarımsağın keskin kokusunun kullanım sırasında etkili olduğunu ancak kısa süre içinde kokunun etkisini kaybettiğini anlatan Aktepe, sarımsak sabununun saç diplerine masaj yapılarak kullanıldığını belirtti.

Osmanlı'dan günümüze şifalı sabunlar

Sabınların TSE belgeli ve Sağlık Bakanlığı'ndan onaylı olduğuna dikkati çeken Aktepe, sabun kültürümüzün yüzyıllar öncesine dayandığını anımsatarak, ''Geçmiş dönemde üretilen organik sabunlar, Osmanlı sarayında padişahlara hediye olarak sunulurdu. Özellikle sultanların kızları ve cariyeleri tarafından çeyizlerine ve odalarına konulurdu'' dedi. Aktepe, organik sabunların tanesinin 5 liradan satıldığını sözlerine ekledi.

Organik sabınlar

Yüzde 100 organik olarak üretilen sabunların faydaları şöyle sıralanıyor:
Bittim Sabunu: Egzama, mantar, ergenlik sivilcelerine, saç diplerindeki yaralara karşı çok etkili olduğu belirtilen bittim sabunu, saç dökülmelerinde ve saçların yanlanmasını önlemesinde etkin olarak kullanılır.
Süt-Bal İnci Tozlu Sabun: Göz altı morluklarında en etkili olduğu belirtilen bu sabunun, cilde canlılık verdiği, beslediği, yumuşattığı ve nemlendirdiği, bütün cilt tipleri için uygun bir besleyici özelliğe sahip olduğu ifade ediliyor.
Tarçın Sabunu: Yüz çillerinin giderilmesinde etkili olduğu kaydedilen bu sabunun yara, sivilce ve çatlaklar için en etkili sabun olduğu vurgulanıyor.
Papatya Sabunu: Göz kapağı iltihaplarına iyi gelen bu sabun, göz altı tabalarında etkili olduğu, selülit tedavisinde kullanıldığı, egzama kaşıntı ve mantara iyi geldiği, ayrıca saçlara dolgunluk ve parlaklık veriyor.
Limon Sabunu: Ciltteki gözenekleri açarak cildin nefes almasını sağlayan bu sabun ise sivilce, siyah nokta ve çillere iyi geliyor. El ve ayak nasırlarında etkisini gösteren sabun, doğal bir antiseptik. Cildin nem dengesini sağlayan sabun, köpüğü ile yapılan masaj baş ve vücut ağlarında etkili.

4 Mart 2011 Cuma

Çakraların Çalışma Sistemi

ÇAKRALARIN ÇALIŞMA SİSTEMİ






KÖK ÇAKRASI

DÜZENLİ ÇALIŞMASI:


Bu çakranın açık ve diğerler ile uyumlu çalışması neticesinde, dünya ve yaşamla derin bir ilişki kurabilirsiniz. Kökleri bozulmamış bir yaşam enerjisi, mutluluk ve iç gücü kazanabilirsiniz. Hayat sevincinizi üretici olarak şekillendirme arzusu duyabilir, dünyasal amaçlarınıza daha kolay ulaşabilirsiniz. Sarsılmaz güven duygunuz ve dünyayı her şeyinizi karşılayan güvenilir bir yer olarak algılayabilirsiniz. Kendinizi dünya yaşamına güvenle açar ve sizin için sakladığınız her şeyi memnuniyetle kabullenmenizi sağlar.







DÜZENSİZ ÇALIŞMASI:

Kundalini

Kundalini

Sushumna nadisi kundalini enerjisinin geçtiği bir kanaldır. Kundalini mecazi olarak omuriliğin dibinde yedi rakamın yarısına eşit üç-buçuk kez kıvrılmış uyuyan bir yılan şeklinde gösterilir. Kundalini kelimesinin kökeni spiral anlamına gelen "kundal" kelimesinden gelir ve bu kundalini uyarıldığında spiral şeklinde ve yılan gibi hareket edip yükselişinden kaynaklanır.

Üç ana nadi kuyruk sokumunda bir araya gelirler. Eğer solar prana ve lunar prana eşit bir şekilde buraya inerlerse, birleşerek üçüncü bir prana şekli olan Kundalini'yi meydana getirirler, kundalini de bu orta kanaldan yukarıya doğru
yükselir. Kundalini yükselişinde yedi çakranın da içinden geçtiği söylenir. En üstteki Sahasrara'ya ulaştığında insan bir vecit, kendinden geçme hali yaşarmış. Kundalini Şakti adında dişi bir enerji olarak tanımlanır. Sahasrara çakrada ise Şakti'nin eşi tanrı "Şiva" bulunmakatdır ve her ikisinin birleşmesi kozmik bir vecit halini yaratır. Bu birleşme yoga'nın gayesidir ve sonucunda "Samadhi" denilen bir hal yaşanır. Hatta "yoga" Sanskritçe'de birlelşme anlamına gelen "yug"'den türemiştir. Bu durumda omuriliğin dibindeki cinsel enerjisi dönüşüme uğrayarak mistik bir deneyime sebep olmaktadır. Kundalini enerjisinin bir ateş özelliği vardır, ve yer çekimine karşın yükselme eğilimini gösterir. Nadilerde herhangi bir blokaj varsa, onu yakarak geçer. Tehlikeli yanı buradan kaynaklanır. Ayrıca kişide çakraların enerjisi yukarıya doğru bakmıyorsa, enerjiyi yapıcı bir şekilde yönlendiremiyorsa veya kişinin sağlam karakteri yoksa, kundalini enerjisi aşağı doğru akar, kabına sığmaz ve bir şekilde patlar ve dışarıya boşalır. Bu boşalma kişinin zaaflarına göre değişir, aşırı şiddet, öfke veya şehvet olabilir. İnsan bir anda kendini kaybedebilir, çünkü Kundalini yükseldiğinde insanda inhibisyonlar yok olur. Normal olarak kundalini yükseldiğinde insanın yüksek ve ince düşüncelerini, hislerini, yaratıcı faaliyetlerini hatta fiziksel gücünü devreye sokar. Bütün dahilerde kısmi de olsa bir kundalini faaliyeti bulunduğu söylenir. Bazen de kundalini bir kaza sonucu yükselebilir. Belirli gizli tekniklerle uyarılabilir. Bir anda aşırı enerji yüklemesi olur, insan kendini güçlü ve şuurlu hisseder, duyuları iyicene açılır, ancak kişinin geliştirdiği pozitif yönleri yoksa, aksine negatif yönleri varsa, örneğin potansiyel bir cani ise, bir anda içindeki dışa çıkar ve cinnet geçirir. Kundalinin doğal bir süreçle gelişmesi en iyi yöntemdir.

(Klasik yogadaki çakralar)

Başın en tepesindeki Sahasrara çakrasına erişen kundalini, burada baştan aşağı inen beyaz ışıkla birleşir. Bu beyaz ışığın menşei kozmiktir, oysa kundalini dünya enerjisidir. Kundalini enerjisinin en büyük birikimi dünyanın tam merkezindedir. Güneşten ve aydan gelip burada biriken solar ve lunar prana kundalini oluşturur. Yane dünya gezegenin de Kundalinisi vardır, hatta çakraları da vardır.

(6. asırdan mistik Johann Georg Gichtel'in Batı kaynaklı ilginç bir resmi)